Anksiyetenin İlaçla Tedavisi

İlaçlar anksiyete belirtileri üzerinde oldukça etkili olsalar da, anksiyetenin temelinde yatan nedenlere etki etmediklerinden, anksiyete tedavisinde psikoterapi destekli ilaç tedavisi en iyi uygulamadır.

Anksiyetenin ilaçla tedavisinde psikiyatrist olarak ilk tercihimiz benzodiazepinlerdir. Anksiyete katlanılmaz bir strese yol açarak yaşam kalitesini bozar hale geldiğinde iki ila dört hafta süreyle benzodiazepin kullanılabilir ve azaltılarak kesilir.

Benzodiazepinler beyinde gama-amino-butirik asitin (GABA) etkilediği sinirleri uyarırlar. GABA, anksiyete üzerinde azaltıcı etkiye sahiptir.

10’ un üzerinde benzodiazepin çeşidi olup, aralarındaki fark daha çok etki süreleriyle ilgilidir. Vücudun ilacı parçalayıp dışarı atma süresi uzadıkça, etkisi de o kadar uzun olup gece uykusunu düzenleyici özelliği de sahiptirler. İdeal bir benzodiazepin anksiyete belirtilerini hızla ve etkili bir şekilde tedavi etmeli, gece uykusunu düzenlemeli, sabaha kadar da vücuttan atılarak akşamdan kalma hissi yaratmamalıdır.

Alprazolam (Xanax), Clonazepam (Rivotril), Klorazepat (Tranxilene), Diazepam (Diazem, Nervium), Lorazepam (Ativan) psikiyatride sıklıkla tercih ettiğimiz benzodiazepin grubu ilaçlardır.

Bu grup ilaçların en büyük dezavantajı, etki sürelerinin ortalama 4 hafta kadar olup, bu süreden sonra vücudun ilacın etkilerine alışması ve daha yüksek dozlara ihtiyaç göstermesi, dolayısıyla alışkanlık yapmalarıdır. Fiziksel ve psikolojik bağımlılık geliştiğinde ilacı bırakmak güç olabilir. İlaçlar psikiyatrist önerisi olmadan kullanılmamalı, kontroller ihmal edilmemeli ve ortalama 4 hafta kullandıktan sonra azaltılarak kesilmelidir.

Benzodiazepinlerin bağımlılık yaratma dışında sersemlik, dengesizlik, uyuşukluk, dikkat ve koordinasyon bozukluğu, aşırı durgunluk, hafıza zayıflığı gibi yan etkileri vardır. Araba veya tehlikeli makine kullanımından kaçınmak gerekir.

Uygunsuz ve kontrolsüz benzodiazepin kullanımından sonra ilaç aniden bırakılırsa geri çekilme belirtileri ortaya çıkar. Anksiyetede artış, uykusuzluk, titreme, sese aşırı duyarlılık, bulantı, iştahsızlık, baş ağrısı, sersemlik, yorgunluk, unutkanlık en sık gözlenen geri çekilme belirtileridir.

Anksiyete tedavisinde, psikoterapide tercih ettiğimiz diğer ilaç grubu antidepresan ilaçlardır. Anksiyete belirtileri üzerinde etkili olan norepinefrin ve serotinin üzerinden işlev gören trisiklik antidepresanlar, endişe tedavisinde yıllardır kullanılmaktadır. Aşırı doz halinde öldürücü yan etkilere sahip olmaları ve görme bulanıklığı, kabızlık, baş dönmesi, kalp ritminde düzensizlik, tansiyon değişiklikleri gibi yan etkileri nedeniyle yeni nesil antidepresanlara göre daha az kullanılır olmuştur.

Günümüzde psikiyatristlerin ilk tercihi selektif serotonin gerialım inhibitörü ilaçlar yönündedir. Bu ilaçlar sinir hücreleri arasında yer alan serotonin etkisini arttırarak fonksiyon görür. Herhangi bir ankisiyete bozukluğu için uygun olan bir SSRI grubu antidepresan, bir başka anksiyete türünde faydasız kalabilmektedir.

Sıklıkla bulantı, kusma, ereksiyon ve boşalma sorunlarına yol açan SSRI’ lar ve alışkanlık ve bağımlılık yapmayan, güvenlik aralığı geniş ilaçlardır. Bazı hastalarda intihar ve cinayet düşüncelerinde artış görülebilmektedir. Düşük dozda başlayarak, dozun yavaş yavaş arttırılması yan etki riskini azaltır.

Fluoksetin (Prozac), Paroxetin (Paxil), Sertralin (Lustral), Fluvoxamine (Faverin), Citalopram (Citol), Essitalopram (Cipralex) gibi ilaçlar psikiyatristlerin en tercih ettiği selektif serotonin geri alım inhibitörleridir.

SSRI kullanımında ilk başlarda görülebilen, ilacın bırakılmasına yol açacak yan etkiler çok nadirdir. İlaçlar kesilirken dozun yavaş yavaş azaltılması uygun olur. Uyuma güçlüğü, aşırı hassasiyet, ağlama nöbetleri, gripal belirtiler, sersemlik, aşırı hayal kurma gibi durumlarda dikkatli olunmalıdır. Psikiyatrist önerisi olmadan antidepresan kesinlikle kullanmayınız.

İlk geliştirilen antidepresan türü olan monoamin oksidaz inhibitörleri de (MAOI) anksiyete tedavisinde kullanılabilmektedir. Tranilsipromin, Fenelzin, Moklobemid bu grup ilaçlardan olup yan etkileri nedeniyle kullanımı kısıtlıdır. Özellikle tiramin içeren yiyeceklerle ( bazı peynir türleri, fümelenmiş balık, tütsülenmiş et, bazı biralar, kırmızı şarap, çikolata, çiğ krema, maya ekstreleri fındık, fıstık gibi) alındığında tansiyonu yükselterek, şiddetli baş ağrısı ve inmeye neden olabilirler.

Bupropion (Wellbutrin), Venlafaksin (Efexor), Minasipran (İxel), Reboksetin (Edronax) gibi farklı düzeylerde dopamin, noradrenalin ve serotonin geri alım işlevi gören antidepresanlar da psikiyatride anksiyete tedavisinde zaman zaman kullanılmaktadır.

Serotonin üzerinden etkili olan Buspiron da anksiyete belirtilerini yok edebilir. Buspiron neredeyse benzodiazepinler kadar etkili ve daha az yan etkiye sahiptir.

Kardiyovasküller sistem üzerine etkili olan beta blokerler de adrenalin ve noradrenalin kimyasallarının etkilerini bloke etmeleri nedeniyle anksiyete belirtilerini gidermede etkili ilaçlardır. Titreme ve çarpıntı gibi anksiyetenin fiziksel belirtilerini yok ederler. Propranolol, metoprolol bu grup ilaçlara örnek verilebilir.

Sarı kantaron, valerian, kava gibi bitkisel, ilaçların da antidepresan ve anksiyolitik etkileri bilinmektedir. Doz titrasyonu ve ilaç-ilaç etkileşimi göz önünde bulundurulmalı, kontrolsüz kullanımdan kaçınılmalıdır.

Anksiyete ve diğer psikiyatrik hastalıklar gerek ilaç tedavileri, gerek psikoterapi ya da ilaç ve psikoterapinin birlikte kullanımı ile tedavi edilebilir. Size en uygun tedavi psikiyatristiniz planlayacaktır. Doktorunuza danışmadan bitkisel ya da kimyasal hiçbir ilacı kullanmayınız.

Psikiyatrist, Psikoterapist Filiz Uluhan, Muratpaşa/ANTALYA.