Depresyon Sizin Suçunuz Değil

Depresyondan yakınıyorsanız yalnız değilsiniz. Dünya üzerinde yaklaşık 350-400 milyon insan ile birliktesiniz. Depresyon ile ilgili ayrıntılara girmeden önce bu hastalığın en az 2500 yıldır bilindiğini, hiçbir statü gözetmeksizin herkeste olabileceğini ve depresyonun insanın zayıflığıyla ilgili olmadığını unutmamalısınız.

Depresyon nedir? Depresyon belirtileri nelerdir?

Günlük hayatta moral bozuklukları, sıkkın bir ruh hali depresyon olarak yanıtlansa da, depresyon çok daha özel bir durumdur. Nasıl hissettiğinizi, nasıl düşündüğünüzü, enerji seviyenizi, konsantrasyonunuzu, uykunuzu, cinsel yaşamınızı derinden etkileyen, yaşamın pek çok alanında etkisini gösteren komplike bir rahatsızlıktır depresyon.

Depresyonda iken tüm motivasyonunuzu yitirirsiniz. Büyük bir kayıtsızlık içinde, en ufak faaliyetler bile artık sizin için bir yüktür. Ebeveynler çocuklarına karşı ilgilerini bile kaybedebilirler. Bazen bir şeyler yapmak istersiniz, ancak yapacak enerjiyi bulamazsınız. Yaptıklarınızdan da keyif almazsınız.

Depresyonda iken elbette duygular da etkilenecektir. Çökkün ruh hali ve bıkkınlık hissi depresyonun ana belirtilerindendir. Eskiden zevk aldığınız hiçbir şey eski tadı vermemektedir artık. Biz buna psikiyatri dilinde anhedoni diyoruz. Hayatla ilgili olumlu düşünceleriniz kaybolmuş, öfke, kırgınlık, üzüntü, suçluluk, utanç, kıskançlık ve gıpta gibi olumsuz duygular tüm benliğinizi sarmıştır. Kaygı ve korku içinde kendinizi son derece korunmasız hissedebilirsiniz.

Depresyondan, düşünme şekliniz de alabildiğine etkilenecektir. Herhangi bir şeye odaklanmanız, ders çalışmanız, kitap okumanız, televizyon izlemeniz çok güçleşmiştir. Unutkanlık artacak, olumlu şeyler zihninizden silinecek, ancak olumsuz anıları kolayca hatırlayacaksınız. Kendiniz, geleceğiniz ve dünya ile ilgili düşünme tarzınız hep negatiftir. Kendinizi aşağı, kötü, kusurlu, suçlu, değersiz görmeniz had safhaya ulaşmıştır. Gelecek ile ilgili boşluk hissi içinde sonsuz bir yenilgi ve kayıp döngüsü yaşamanız sıklıkla rastlanan belirtilerdendir. Ya hep ya hiç felsefesi düşüncelerinizi yönlendirmekte, orta yolu bulamamaktasınız.

Karanlık imgeler sizinle birliktedir. Siyah ve gri tonlar düşüncelerinizi sarıp sarmalamış, derin bir çukur ya da hendekte kapana sıkışıp kalmış gibi hissediyor olabilirsiniz. Depresyonun bir kara köpek olarak imgelenmesi klasikler arasındadır.

Depresyon davranışlarınızı da doğrudan etkileyecektir. En ufak işler bile gözünüzde büyüyecek, her zamankinden daha az şeyler yapacaksınız. İnsanlarla çatışmaya daha eğilimli olmanız ve sosyal ilişkilerden uzak durmanız depresyonda sık rastladığımız belirtilerdendir. Bazı hastalar kendilerini tuzağa düşmüş hayvanlar gibi tarif etmekte, hareketsiz duramayıp volta atar gibi hareketler yapmakta, bir şeyler yapmak istemekte, ancak bunun ne olduğunu bilememektedirler. Bazı hastalarda ise düşük omuzlar, yavaş yürüyüş dikkati çekmektedir.

Depresyon bedensel değişiklikler de yapacaktır. Gece sık uyanma, sabah erkenden uyanma, uykuya dalmakta güçlük çekme yaşayabileceğiniz gibi uykudan başınızı kaldıramamanız da mümkündür. İştah kaybı nedeniyle kilo kaybedebileceğiniz gibi, şuursuzca yeme isteği nedeniyle kilo da alabilirsiniz.

Depresyonunuz yakın çevrenizi de etkileyecektir. Muhtemelen her şeye hayır diyen, somurtan, öfkeli, daha az neşeli, sinirli olmanız nedeniyle insanlar sizden uzaklaşacaktır. Arkadaşlarınızın, eşinizin, çocuklarınızın size ne olduğunu anlamaları zor olabilir.

Depresyon tanısı nasıl konur?

Depresyonun farklı türleri, kişiden kişiye değişen belirtileri olsa da depresyon tanısı koymak için bazı ortak kriterler tanımlanmıştır. Depresyon tanı kriterleri şöyledir.

  1. Keyifsizlik ya da zevk alma yetisinin kaybından en az biri bulunmalı.
  2. Önemli derecede iştahsızlık ya da beden ağırlığının %5’inin kaybı, uyku bozukluğu, ajitasyon ya da yavaşlama, enerjisizlik ve yorgunluk hissi, değersizlik ve kendini suçlama eğilimi, odaklanma yeteneğinde zayıflama, ölüm ve intihar düşünceleri gibi belirtilerin en az dördü bulunmalıdır. Bunlar mevcut olduğu taktirde depresyonda olduğunuzu söyleyebiliriz.

Depresyonla ilgili bazı özellikler:

  • Kapana kısılmışlık duygusu birçok depresyonlu hastada tipik belirti olabilir.
  • Delüzyon denilen yanlış inançlarla seyreden depresyonlara psikotik depresyon denir. Çok ciddi bir psikiyatrik bozukluk olsa da seyrek görülür.
  • Depresyon ani başlangıçlı olabildiği gibi aylar veya yıllar içinde yavaş yavaş da gelişebilir.
  • Ergenliğin sonu, yetişkinliğin başı ve yaşlılık dönemleri depresyon gelişimi için en riskli zamanlardır.
  • Depresyon geçirenlerde hastalık %10-20 kronikleşir ve dalgalı bir seyir izleyerek yıllarca sürebilir.
  • Depresyon geçirme olasılığı kadınlarda erkeklere göre yaklaşık iki kat daha fazladır.
  • Her insanın yaşam boyu %10-25 depresyon geçirme riski vardır.
  • Yeme bozuklukları, alkol ve madde bağımlılığı, öfke kontrol eksikliği, saldırganlık gibi psikopatolojilerin altında depresyon bulunma olasılığı yüksektir.

Depresyon mesajımız:

İçiniz öfke ile dolu, başarısız ve değersiz olduğunuzu hissediyor, suçluluk duyuyor, çabuk sinirleniyor, hayatın bir anlamı olmadığını düşünüp, yaşamaya değer bulmuyorsanız büyük olasılıkla depresyondasınız ve mutlaka psikiyatrist desteği almalısınız.

Unutmayın ki asla yalnız değilsiniz. Dünya üzerinde milyonlarca insan sizin durumunuzda ve bu durum kesinlikle sizin suçunuz ya da zayıflığınızdan kaynaklanmamakta, sizde kötü bir şey olduğunu göstermemekte. Sizi böyle düşünmeye ve hissetmeye iten her şey beyninizdeki değişimden doğmakta.

Büyük olasılıkla en yakınlarınız bile durumunuzu anlayamayacak, size kendinizi toparlamanızı söyleyecek, kafana takma, dert etme gibi nasihatlerde bulunacaklardır. Depresyon geçirmeyenlerin bu durumu kavramaları çok zordur. Onlara da fazla kızmayın.

Biliniz ki yüzde yüz tedavi edilebilir bir hastalığa sahipsiniz. Profesyonel destek ile depresyonu kolayca yenebilirsiniz. Antidepresan ilaçlar ve farklı psikoterapi yöntemleri sizi eski sağlığınıza kavuşturacaktır. Psikoterapi ile beyninizi depresif durumdan çıkacak şekilde eğitmek ve kalıcı tedaviyi sağlamak mümkündür.

Antalya psikiyatri ve psikoterapi merkezi olarak yüzünüzden gülümsemenin eksik olmadığı, mutlu ve huzurlu günler dileriz.

Psikiyatrist ve Psikoterapist Emine Filiz Uluhan.