Sosyal Fobi

Kişi başka insanların karşısına çıkacağı durumlarda aşırı heyecanlanır ve böyle ortamlardan kaçınmaya çalışır. Sosyal fobinin altında yargılanma, eleştirilme, küçük düşme ya da utanma duyguları yer alır.

Sosyal anksiyete bozukluğunda kişiler; yeni insanlarla tanışmak, ilgi odağı olmak, bir şey yaparken başkaları tarafından seyredilmek, topluluk önünde konuşma, eleştirilmek, otorite olan kişilerle konuşmak, sınıfta adının söylenmesi, karşı cinsle konuşmak, telefonda konuşmak, topluluk içinde yemek, içmek, partilere ve sosyal ortamlara katılmakla aşırı stres yaşarlar.

Sosyal fobisi olan kişi psikolojik olarak sosyal bir ortama katılmadan aylar, haftalar, günler önceden endişelenmeye başlar, günlük olaylarda aşırı heyecanlanır, küçük düşeceği, aşağılanacağı düşüncesiyle sosyal aktivitelere katılmaz. Sosyal ortamda panik atağın fiziksel belirtileri ortaya çıkar. Kalp çarpıntısı, seste ve ellerde titreme olur, hızlı nefes alıp verir, terler, kızarır, ağız kuruması, mide bulantısı, baş dönmesi, kulakta çınlama, kasılma, ellerde terlemeler olur. Konuşmayı başlatamazlar, göz göze gelmekten kaçınırlar, az konuşurlar, daha uzun süre sessiz kalırlar, cevap vermekte gecikirler, konuşmaya eşit ölçüde katılamazlar, konuşmak zorunda olduklarında, yeterli ya da rahat görünmek için çok çaba harcarlar. Dikkatleri kendilerine yönelmiş durumda, başkalarının ne düşündüğüyle fazla meşguldürler. Fiziksel görünümle ilgili aşırı kaygı olabilir. Genellikle tedaviye bulgular ortaya çıktıktan uzun süre sonra gelirler. Maddi ve manevi kayıplar yaşar ve kapasitelerinin altında işlere doğru gerilemeler ortaya çıkar. Bu semptomlar hissedildiğinde vakit geçirmeden uzman desteği almak kayıpları en aza indirir ve yaşamda hakettiği yere gelmesini sağlar.

Sosyal fobide kişi çoğunlukla ; "rezil olacağım", "komik duruma düşeceğim", "herkes ne kadar aptal olduğumu düşünecek", "ne kadar beceriksiz olduğum anlaşılacak", "bir daha kimse benimle arkadaşlık yapmak istemeyecek" şeklinde düşünür. Sık görülen bir bozukluk olduğunun görülmesiyle sosyal fobiyle ilgili bu çalışmaların önemi artmıştır.

Sosyal fobikler pek çok kişi için sıradan sayılabilecek sosyal durumlarda bile rahatsızlık hissederler. Psikoterapide en az sıkıntı uyandıran durumdan başlanılarak anksiyetenin altında yatan otomatik olumsuz düşünceler çeşitli tekniklerle sorgulanır ve değiştirilir. Bilişsel davranışçı terapilerde hasta aktiftir. Yani terapi seansları dışında terapistle birlikte kararlaştırdıkları ev ödevlerini yaparlar. Motivasyonun sürekliliği önemlidir. Sosyal fobi yaşayanlar genellikle mükemmeliyetçidir ve bir çok durumda kendilerinden çok şey beklerler. Hiç bir durumda sıkıntı yaşamamak gibi bir beklenti gerçekçi değildir. Hiç sıkıntı duymamalıyım düşüncesi sıkıntı duyulduğunda anormal bir durum yaşanmış gibi hayal kırıklığı yaşamasına ve motivasyon bozukluğuna neden olabilir. Gerçekçi olmayan beklentilerin üzerinde çalışılması gereklidir. Hedefler adım adım ve gerçekçi olmalıdır.Hedefler üzerinde sürekli çalışmak başarıyı getirir. Bütüncül terapi tekniği tüm anksiyete bozukluklarında olduğu gibi sosyal fobide de çok etkilidir. Bilişsel ve davranışçı terapi ile başlanır.Bireysel ve grup terapileri ile aktiflik terapileri ya da girişkenlik eğitimi devam eder. Ayrıca bilinçli olarak öğrenilmiş ve çalışılmakta olan konuları bilinçdışına aktarmak üzere hipnoterapi çalışmalarına devam edilir.

''Toplum içine çıkmak eziyet oluyor, sanki podyumdaymışım, herkes beni gözlüyor ve eleştiriyor gibi geliyor. Aslında çoğundan çok da iyi olduğumu biliyorum ama utanıyorum ve utandığımda ortaya çıkan şeyler beni rezil ediyor. Kıpkırmızı oluyorum, terliyorum. Ellerim titriyor, sesim titriyor, kalbim çarpıyor. Kendimi küçük düşürdüğüm için kendime çok kızıyorum. Hiç istemiyorum topluma girmeyi. Daha doğrusu böyle rezil olmak istemiyorum. Kendime güvensiz göründüğüm için utanıyorum. Güvenli davranabilsem isterdim tabi ben de rahat rahat gidebileyim, eğleneyim. Yapamıyorum. Başkalarının beni küçük görmesine, aşağılamasına fırsat vermiş oluyorum, halbuki tam tersine onlardan daha iyi olduğumu biliyorum'' diyorsanız sosyal fobi rahatsızlığı başlamış olabilir. Sosyal fobik kişiler çoğunlukla çocukluktan itibaren hassas, aşırı duyarlı kişilerdir. Genellikle ergenlik çağında herhangi bir utanma, utandırılma sonrası başlar. Kendilerine koydukları yüksek standart, onların hiç utanç duyamaması, sıkılganlık hissetmemesi gerektiği düşüncesine dayanır. Böyle duygular hissettiğinde kendi kendini en acımasız eleştiri yağmuruna tutar. Kendini ortaya koymaktan vazgeçer, giderek kırılganlık ve kızgınlık artar. Toplumsal olaylardan iyice geriye çekilir.

Ağzından çıkan bir kelime bile artık işkenceye dönüşmüştür. Kısa yoldan sürekli kaçamak tavırlar, tecrübe kazanmasını engelleyici olur. Hatta daha önceden kazanmış olduğu becerileri bile unutmasına, artık yapamamasına neden olur. Tanışmak, ilgi odağı olmak, bir şey yaparken seyredilmek, topluluk önünde ya da otorite olan kişilerle konuşmak, karşı cinsle konuşmak, topluluk içinde yemek, içmek, sosyal ortamlara katılmakla aşırı stres , panik yaşarlar. Öğrenci sınıfa girdiğinde adının okunması düşüncesiyle bile panik atak geçirecek hale gelebilir. Sınıfta midesinin guruldaması duyulacak , kusacakmış gibi korkular olabilir. Telefonda konuşmak imkansız hale gelebilir ve cevap vermemek için telefonu açmamaya başlayabilir. Dolmuştan, otobüsten ineceğinde 'şu durakta inmek istiyorum' diyememek yüzünden kendi ineceği durağı kaçırmak yada önceki durakta inen olursa inip yürümek gibi saçma görünen pek çok kaçınma davranışı sergileyebilir. Fiziksel görünümüyle aşırı ilgili ve sürekli kusurlu görmeye programlıdır. Çok iyi bildiği konuda cevap vermesi gerektiğinde tüm dikkati kendine yönelmiş ve şiddetle eleştirel olduğundan konuyu tamamen unutabilir. Unutmasa da bir an önce o fiziksel ve ruhsal kötü hissetme duyumundan kaçmak, panik atak yaşamamak üzere bilmiyorum, evet, hayır gibi kısacık cevaplarla geçiştirmeye çalışır. Bazen hiç cevap vermez, suskun kalır. Kafeterya, yemekhane gibi yerlerde yemek yiyemez ya da kimseye görünmemeye çalışır, herkese sırtını dönerek oturabilir. Aşırı gerginlik yüzünden lokma boğazına takılabilir, çatal, kaşık titrediği için yemekten vazgeçebilir. İş hayatında patronla yada üst düzey yetkli kişilerle konuşamaz. Sosyal etkinlikler panik atak duyumlarına sebep olmaktadır ve bu sıkıntıyla karşılaşmamak için giderek daha kısıtlı bir hayata sıkışır. Sosyal fobik kişiler genellikle zeki, potansiyeli gerçekte yüksek kişilerdir. Ama kendilerine koymuş oldukları mükemmeliyetçi beklentiler yüzünden maddi, manevi ve akademik anlamda büyük kayıplar yaşarlar ve hak ettikleri yerin çok altında bir yaşam standartına mahkum olurlar.

Psikoterapide hatalı otomatik düşünceleri değiştirmek ve yeni davranış kalıpları ve beceriler geliştirmek üzere bilişsel davranışçı terapiler kullanılır. Mükemmeliyetçilik ve hiç bir durumda sıkıntı duymamak gibi gerçekçi olmayan beklentileri yüzünden motive edilmeleri güç olabilir. Motivasyonu sağlamak ve sürdürmek çok önemlidir. Hedefler en az sıkıntı oluşturan durumdan başlayarak basamak basamak ilerlemek şeklinde, gerçekçi olmalıdır. Sürekli çalışmak başarıyı getirir. Bütüncül terapi tekniği tüm anksiyete bozukluklarında olduğu gibi sosyal fobide de çok etkilidir. Bireysel ve grup terapileri ile atılganlık eğitimi devam eder. Ayrıca bilinçli olarak öğrenilmiş ve çalışılmakta olan konuları bilinçdışına aktarmak üzere hipnoz ve otohipnoz kullanılır.