Çözüm Odaklı Terapi

Çözüm odaklı terapi ilk şekliyle kısa süreli aile terapisi, ikinci şekliyle ise çözüm merkezli ya da olasılık terapisi adını alır. Çözüm odaklı terapide mutlak doğru diye bir şey olmayıp, çözüm odaklı terapistler aşırı derecede iyimserdir.

Bu kuramda insanların kendi gerçeklerini kendilerinin oluşturdukları, eğer bir problem varsa da bunun yapıcı bir şekilde yeniden düzenlenerek çözülebileceği düşünülür.

Çözüm odaklı terapide danışan müşteri, problem de şikayet olarak adlandırılır. Terapist, danışanların sorunlarını çözmek için yeterli kaynaklara sahip oldukları inancıyla onların güçlü yanlarına odaklaşır. Böylelikle danışanın mevcut potansiyeli en üst düzeye çıkacaktır.

Çözüm odaklı terapi geleneksel psikoterapi yöntemlerine karşı çıkar. Bu farklılıkları şöyle özetleyebiliriz.

  1. Diğer yaklaşımlar değişimin zorluğuna vurgu yaparken, burada değişimin sürekli olarak gerçekleşebileceğine inanılır.
  2. Çözüm odaklı terapide semptomların altında ciddi bir neden olması gerekmediğine inanılır.
  3. Semptomun nedenini anlamak, danışana farkındalık ve iç görü kazandırmak şart değildir.
  4. Her semptomun bir işlevi olup, bunların ortadan kaldırılması faydasızdır.
  5. Çözüm odaklı terapide danışanların değişmek konusunda ikircikli ve terapiye dirençli olduklarına inanılmaz.
  6. Çözüm odaklı terapide yüzeysel ve kısa müdahalelerinde oldukça etkili olduğuna inanılır.
  7. Geleneksel terapilerde eksiklik ve patoloji belirlenip, düzeltilmeye çalışılırken, çözüm odaklı terapide patolojinin ne olduğuna bakılmaz.

Çözüm odaklı terapinin temel varsayımları şunlardır.

  1. Danışanların şikayetlerini çözmek için güçlü yanları ve kaynakları vardır. Terapistin görevi, danışanın bu kaynaklara ulaşmasına ve çözüm için kullanmasına yardım etmektir.
  2. Değişim sürekli olup, her zaman mümkündür. Danışan bunu bilirse zaten değişimin kaçınılmaz olduğu şeklinde davranacaktır.
  3. Terapist değişmenin ne olduğunu tanımlamalı, daha fazla değişme sağlamak için çabalamalıdır.
  4. Şikayeti çözmek için şikayet hakkında çok şey bilmek gerekli değildir. Şikayetin nedeni ya da işlevini bilmek sonucu değiştirmez.
  5. Küçük bir değişim zincir usulü diğer parçalardaki değişimi de etkileyecektir. Bu nedenle tek gerekli olan şey, küçük bir değişimin gerçekleşmesidir.
  6. Yasadışı ve açıkça gerçekçi olmayan bir hedef söz konusu olmadığı sürece amacı danışanlar belirler.
  7. Hızlı bir değişim her zaman mümkündür.
  8. Olaylar için tek bir doğru yol bulunmaz. Değişik bakış açıları da geçerli olabilir.
  9. Mümkün olmayan ve zor şeylerden ziyade mümkün olan ve kolay değişebilir şeylere odaklanmak başarıyı sağlayacaktır.

Çözüm odaklı terapide genelde insanları neyin motive ettiği ile ilgilenilmez. Danışanların neyi başarmak istedikleri gözlenir ve onların mevcut kaynakları yanısıra güçlü yanlarını kullanarak bir çözüm bulmalarına yardımcı olunur.

Çözüm odaklı görüşmenin amacı, danışanın değişime yol açacak şekilde problemi hakkında konuşmasını sağlamaktır. Şikayetlere hiçbir olumsuz değer atfedilmez, bir etiketleme yapılmaz, sadece değişmek için uygun spesifik davranışlar bakımından ele alınır.

Çözüm odaklı terapi kişilik gelişimi ve işlev bozukluğuna hiçbir kuram getirmemiştir. Bu terapi yöntemi daha çok bir psikolojik danışma kuramıdır.

Değişimin gerçekleşmesi için değişimin nasıl gerçekleşmeyeceğini bilmek gerekir. Çıkmazda kalmaya devam etmek istiyorsanız aşağıdakileri yapın.

  1. Hiç kimseyi dinleme.
  2. Herkesi dinle.
  3. Hep analiz et, ancak hiçbir değişikliğe gitme.
  4. Problemlerin ve davranışların için hep başkalarını suçla.
  5. Her olumsuzluk için hep kendini suçla.
  6. İşe yaramayan şeyleri yapmaya devam et.
  7. Odaklandığın şey işe yaramasa da aynı düşünceleri aklından geçirmeye devam et.
  8. Sana yardımcı olacak insanları uzaklaştır, yardımcı olmayan insanlarla ilişkilerini sürdür.
  9. En önem verdiğin şey hep haklı çıkmak olsun.

Çözüm odaklı terapide psikopatoloji durumuna hiç girilmediğinden, danışma süreci başlar başlamaz çözüm üretecek şekilde görüşmeler yapılır. Terapist problemlerin nasıl devam ettirileceği ve değiştirileceği hakkında profesyonel bilgilere sahip olsa da, danışanın kişisel sorunları kendisine özeldir ve bunu değiştirme yeteneğine danışan sahiptir. Terapist hiçbir varsayımda bulunmadan, danışanın neyin farklı olmasına ihtiyaç duyduğuna odaklaşır.

Bundan dolayı çözüm odaklı terapi, danışanın ne istediğini bulmakla başlar. Terapist ve danışman spesifik, ulaşılabilir ve somut amaçlar oluşturmalıdır. Hiçbir makul hedef önemsiz görülerek reddedilmemelidir. Çok küçük değişiklikler büyük değişimlerin öncüsü olabilir.

Terapi sürecinde aşağıdaki üç hedef amaçlanır.

  1. Problem olarak algılanan durumda yapılan şeyi değiştirmek.
  2. Duruma ilişkin bakış açısını değiştirmek.
  3. Problemli olarak algılanan duruma ilişkin olarak mevcut kaynaklarını, güçlü yanlarını ve çözümlerini harekete geçirmek.

İstenmeyen davranışların yerine neyin konulacağı mutlaka belirlenmelidir. En büyük sıkıntılardan biri boşluğu neyin dolduracağının bilinmemesidir.

Çözüm odaklı terapide geçmişe değil şimdiye odaklanılır. İlk seans çok önemlidir. Birlikte problemi belirleyip, amaç oluşturulacaktır. Danışmanın “ne yapsam aynı” söylemi bir avantaj olarak kullanılabilir. İşe yarayan şeyleri yapmaya devam etmek ve işe yaramayanları bırakmak temel ilkedir.

Çözüm odaklı terapide kullanılan terapötik teknikler şunlardır.

  1. Soru sorma: Danışana birkaç seçenek sunacak şekilde varsayımsal sorular sorulur.
  2. Problemi normalleştirme: Danışana deli olmadığı ya da içinde bulunduğu durumun en uç noktada olmadığı hissettirilmelidir.
  3. İltifatlar: İltifattan hoşlanmayan kimse yoktur. Danışanların yaptıkları iyi şeyler mutlaka taktir edilmelidir.
  4. Mucize sorusu: “Farzet ki gece, sen uyurken bir mucize oldu ve problem çözüldü. Bunun olduğunu nereden anlardın? Ne farklı olurdu?” şeklindeki mucize sorusu çözüm odaklı terapinin kendine özgü tekniklerinden biridir.
  5. Derecelendirme soruları: Problemin en kötü olduğu durumu belirten 0 ile, problemin tamamen çözülmüş olduğunu belirten 10 arasında, 0’ dan 10’ a kadar derecelendirilmiş bir ölçek üzerinde, bugün kendini nerede gördüğü sorusuyla değerlendirilir.
  6. Kestirme görevi: Danışanlardan gün içinde bir ara durmaları, bir sonraki gün problemin yaşanıp yaşanmayacağını veya istisna durumun ortaya çıkıp çıkmayacağını tahmin etmeleri istenir.
  7. İleriye dönük sorular: İstisna durumları kesinlikle düşünemeyen danışmanlarda gelecekteki bir durumda problemin olmayacağı bir durumu tasarlamaları istenir.
  8. Problemin ne olduğunu bulma: Problem zincirindeki olayların eksiksiz bir şekilde oluş sırasını ortaya çıkarmak için ayrıntılı ve spesifik sorular sorulur.
  9. Dışsallaştırma: Probleme bir isim verilerek danışan dışında tutulur.
  10. İlk seansta verilen görev: Bir sonraki seansa kadar, ilişkide (aile, evlilik, arkadaşlık gibi) gözlem yaparak devam etmesini istediği şeyleri saptaması istenir.
  11. Örüntüleri kırma: Örüntü ile ilişkili beden davranışı, mekan, süre, zamanlama gibi faktörler değiştirilerek şikayet örüntüsü üzerinde oynanmaya çalışılır.
  12. Sürpriz yapma görevi: Danışan aile üyesi ya da partnerine şaşırtacak bir şey yapmaya yöneltilir.
  13. Yaz, oku ve yak: Obsesif ya da depresif düşünceler için yararlıdır.
  14. Yapılandırılmış kavga: Terapist çiftlere bir yönerge vererek kavga senaryosu yaratır.
  15. Farklı bir şey yapma: “Ne yapsam aynı” sendromunu engellemek için uygulanır.
  16. Çözüm odaklı hipnoz: Hipnoz ile problemin çözülmesine yarayan beceriler telkin edilir.

Özetle, çözüm odaklı terapi geleneksel danışma modellerine köklü bir alternatif model olarak geliştirilmiş yapılandırmacı bir yaklaşımdır. Danışanın problemini ele alıp en ince noktasına kadar inceleyerek vakit harcamak yerine, odak noktası olarak şikayetin olmadığı zamanlara ya da istisnalara yönelinmiştir. Psikoterapinin özü olarak çözüm vurgulanır.

Antalya Psikiyatri Merkezi, Psikoterapi Merkezi Antalya, Lara/Muratpaşa/Antalya.

Psikiyatri Uzmanı ve Psikoterapist Filiz uluhan.