Narsistik Kişilik Bozukluğu

Narsistik kişilik bozukluğu düşlem ya da davranışlarda üstünlük duygusu, beğenilme ihtiyacı ve empati yapamama ile karakterize bir örüntüdür. Genç erişkinlik döneminde başlar ve süreklilik arz eder.

Narsistik kişilik bozukluğu olanlar kendilerini eşsiz ya da önemli insan olarak görürler ve bunun hazzını yaşarlar. Sınırsız başarılarının kuruntuları içindedirler. İlgi çekmek ve hayranlık uyandırmak yegane gereksinimleridir. Kendilik değerleri tehlikeye düştüğünde kahramanlık taslama, çevresindekileri istismar etme, diğerlerini aşağılama, kendini idealize etme, ilişkilerinde kendini tek yetkili ya da söz sahibi görme gibi tepkiler verirler.

Narsistik terimi psikolojide ödipal korkuyu, psikolojik dengeyi bozan tehlikelere karşı selfi şişiren savunmaları ifade eder.

Freud, ilk olarak narsizmi insan aklının otoerotizmden nesne sevgisine geçmedeki ara dönem olarak tanımlamıştır. Herkesin kendisini sevgi nesnesi olarak gördüğü bir dönem vardır, ancak bazıları bu dönemde uzun süre kalmakta, bu dönemin özelliklerini daha sonraki gelişme dönemlerine taşımaktadır.

Son yıllarda narsizmin gelişiminde ailenin rolüne ağırlık verilmektedir. Bu ailelerde çocuk omnipotent (her şeye gücü yeten) ve özel olarak görülür. Bu kişilerin anneleri aslında çoğu zaman çocuğun gereksinimlerini yerine getirememekte, çocuklarını özel olarak görürken, öte yandan oral engellenmeye yol açmaktadır.

Narsistik kişiler yarılma ve bastırma düzeneklerini kullanarak patolojilerini doğallaştırırlar. Bu düzeneklerin kullanılma derecelerine göre de narsistik kişilik bozukluğunun derecesi ortaya çıkar. Yarılmayı daha çok kullana hastalar sınır (borderline) kişilik oluşumuna yaklaşırken, bastırmayı daha çok kullananlar yüksek düzeyde karakter bozukluklarına benzerlik gösterirler.

Narsistik kişilik bozukluğunda üç klinik görünüm vardır.

Yüzeydeki görünümde birey herkesten üstün inancında olup, buna göre davranır. Bu üstün özellikler güzellik, güçlülük ve zenginlik kavramlarıdır. Büyüklük ve üstünlük duygusu çok hakimdir ve akıllılığı da içerir. Tutkuludurlar ve diğer insanları anlama, sevme ve sayma niteliği göstermeden hedeflerine ulaşmaya çalışırlar. Narsistler başkalarını sadece kendilerine hayranlık duyan kişiler olarak görürler. Diğer insanların bağımsız, kendi hayatlarını yaşayan bireyler olduklarını algılayamazlar. Bu nedenle ilişkilerinde üzüntü, hüzün ve ilgi bulunmaz. Kişiler arası ilişkilerinde ona hayranlık duymayanları yok sayar ya da önemsiz görürler. Bir numara olma rollerini kaybedeceklerini hissettiklerinde kıskançlığa kapılırlar. Bazı narsistik kişiler onların yerini alabilecek kişilerin başarılarını küçümseyerek ya da onları aşağılayarak kıskançlık duygularını gizleyebilirler.

İkinci klinik görünümde yüzeydeki görünümün tersi söz konusu olup, grandiyöz kendilikten yarılma savunma düzeneğiyle uzaklaşılmaya çalışılır. Bu kişilerde yüzeydeki görkemli ve üstün havaya karşılık altta aşağılık ve boşluk duyguları bulunur. Bu hastalar kendi kendilerine yeten, muhteşem bireyler olarak görünmelerine karşılık, gerçekte yetersiz ve bağımlı kişilerdir. Dışarıya yeterli, üstün, hayranlık ve ilgi uyandıran davranışlar sergilerken, eksikliklerini, aşağılık duygularını ve başarısızlıklarını yadsıyarak görmezden gelirler.

Üçüncü klinik görünümde grandiyöz kendiliğin sürekliliği ve bütünlüğünü korumak amaçlı nevrotik bulgular ya da sapıklıklar mevcuttur. Sahte bir iyimserlik bu hastalarda sıklıkla gözlenir.

Narsistik hastalar grandiyöz selfleri ile ilgili yanılgıları ve grandiyöz selflerinin bütünlüğünü korumak için geçiş fantezileri ve cam balon fantezilerini kullanırlar. Geçiş fantezisinde çocuklukta görülen geçiş nesnelerine verilen önemin benzeri biçimde, bir düşünce ya da fantezi öne çıkar. Cam balon fantezisi ise özel bir çeşit geçiş fantezisidir. Narsistik birey burada kendisini görkemli bir biçimde, ancak yalnız ve tek, her türlü bozucu etkinin işlemediği cam balona benzer bir dünyada yaşadığını varsayar. Cam balon içinde tehlikelerden uzak, kendi kontrolünde, tek yönlü bir ilişki vardır. Bu sayede hastanın omnipotens ve kendine yetme hali artar. Kişi çok değerli bir mücevherin cam vitrinde sergilendiği pozisyondadır. Bu hayal aynı zamanda narsistlerin soğuk kişiliklerini de yansıtır.

Narsistik kişilik bozukluğunda bireyler obsesif kompulsif kişilerin tersine ahlaki değerlerini kendi çıkarlarına göre değiştirebilirler. Herkesi geçmek uğruna kişisel çıkarlarına göre davranmaktan kaçınmazlar. Narsistler kendi görüşlerinden başka hiçbir görüşü anlayıp kabul edemezler.

Narsistik kişiler bazen histerik kişiler gibi sergileyici ya da baştan çıkarıcı tavırları olabilir. Bazen de antisosyal görülebilirler. Fakat bunun amacı grandiyöz kendiliklerini bütünlük içinde tutmaktır.

Narsistik hastaların depresyonları impotent (aciz, güçsüz) bir öfke, manileri ise egodistonik (egonun isteklerine uyumsuz) ve sıkıntılı bir coşkunluk içindedir.

Narsistik kişilik bozukluğunda çocuklukta soğuk ve verici olmayan bir anne tarafından duygusal olarak aç bırakılma aile öyküsünde rahatlıkla alınır. Bu anneler kardeşlerin en güzeli, ailenin kurtarıcısı duygusunu çocuğa aşılamış ya da kendi narsistik uzantısının bir aracı olarak görmüşlerdir.

Yüksek düzeydeki narsistik kişiler gerçekten yakışıklı, zeki, yaratıcı ve güçlü iseler, kendisi dışında kalanları değersizleştirerek kıskançlık duygusunu yener. Bu kişiler bir kurumun, bir partinin, bir ulusun lideri olabilirler.

Düşük düzeydeki narsistik kişiler ise kendini boş, soyulmuş hissettiğinden kendi grandiyözitesini temsil eden birine sahip olma ihtiyacındadırlar.

Narsistik kişilik bozukluğu tedavisinde zorlu bir psikanalitik terapi gerekir. Önce cam balon fantezisinin reaktivasyonu, arkasından ödipal sorunların daha gerçekçi ortaya çıktığı transferans nevrozu ve cam balon fantezilerinin kısa bir süre için tekrar canlandığı terminasyon aşaması narsistik kişilik bozukluğu tedavisinde psikoterapi sırasında geçilecek kademelerdir.

Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi.

Kişilik Bozuklukları ve Tedavisi Antalya.