Anksiyete Tedavisinde Anksiyolitik İlaçlar

Anksiyete psikiyatride en sık karşılaşılan sorunlardandır. Kaygı olarak da isimlendirilen anksiyetenin özgül olarak ortadan kaldırılmasını sağlayan ilaçlar anksiyolitik olarak bilinir.

Anksiyete tedavisinde psikoterapi uygulamaları yanında anksiyolitik ilaçlardan da yararlanılır. Antidepresan ilaçlar anksiyete bozukluklarının tedavisinde yaygın olarak kullanılır. Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi olarak bu yazımızda anksiyete tedavisinde antidepresanlar haricinde diğer anksiyolitik (kaygı giderici) ilaçlardan söz edeceğiz. Antidepresan ilaçlarla ilgili bilgilere (www.antalyapsikiyatri.com), (www.antalyapsikiyatrist.com) ve (www.psikoterapi.pro) web sitelerimizdeki makalelerden ulaşabilirsiniz.

Anksiyolitik (kaygı giderici) ilaçları şu şekilde gruplandırabiliriz.

  1. Barbitüratlar
  2. Benzodiazepinler
  3. Antihistaminikler
  4. Beta blokerler
  5. Buspiron
  6. Sınıflandırılmayan diğer anksiyolitikler

Barbitüratlar:

Barbitüratlar ilk olarak 1860’lı yıllarda bulunmuştur. Ansiyolitik etkileri yanında sedatif ve hipnotik özellikleri vardır. Huzursuzluk, endişe, korku, emosyonel gerginlik durumlarında kullanılabilirler.

Ağızdan kolaylıkla emilen barbitüratlar, barbiturik asitten üretilirler. Büyük ölçüde merkezi sinir sistemi üzerinde etkili olsalar da karaciğer ve kardiyopulmoner sisteme de etkileri vardır. Solunum depresyonu, kalpte ritm bozuklukları yapabilirler.

Küçük dozlarda sedatif, büyük dozlarda hipnotik (uyku ilacı olarak) olarak kullanılabilirlerken, aşırı dozda genel anestezi ve komaya neden olabilirler. GABA reseptörlerini etkileyerek, GABA’nın sinir sistemindeki kendi reseptörlerine bağlanmasını arttırırlar. Ayrıca retiküler aktive edici sistemi bloke ederler.

Allobarbital, fenobarbital, amobarbital, sekobarbital, tiyopental gibi barbitüratlar bir zamanlar yoğun biçimde kullanılsa da bugün antiepileptik olarak kullanılan fenobarbital ve anestezide kullanılan bazı barbitüratlar güncelliğini korumaktadır.

Barbitüratların tolerans ve bağımlılık geliştirme, yoksunluk belirtileri gösterme potansiyelleri yüksektir. Birçok hasta tarafından suistimal edilerek kötüye kullanılmıştır. Benzodiazepinlerin geliştirilmesiyle barbitüratlar yukarıda söz ettiğimiz sorunlardan dolayı artık eskisi gibi kullanılmamaktadır.

Benzodiazepinler:

Anksiyolitik, kas gevşetici, antikonvülzan ve hipnotik etki sahibi olan bezodiazepin grubu ilaçlar psikiyatride yaygın olarak kullanılır.

GABA reseptör kompleksinin aktivasyonu, noradrenerjik aktivitenin inhibisyonu ve adenozin geri alımının inhibisyonu ile etki gösteren benzodiazepinlerin dünyada kırkın üzerinde farklı molekülü bulunmuştur. Bu moleküllerin yapıları farklı da olsa etkileri birbirine yakındır.

Yağda çözünen benzodiazepinler daha hızlı emildiklerinden, etkileri çabuk başlar. Bu yönden diazepam en avantajlısıdır. Klorazepat dışında sindirim sisteminden değişmeden emilirler. Diazepamın kas içine enjeksiyonunda emilim yavaş ve düzensizdir. Bu nedenle damar içine verilmesi daha uygundur, ancak solunum depresyonu yapabileceği unutulmamalıdır.

Benzodiazepin grubu ilaçların çoğu idrarla atılır. İdrar tahlili ile bu ilaçların kullanılıp kullanılmadığı tespit edilebilir.

Lorazepam, alprazolam, oksazepam, bromazepam kısa etkili benzodiazepinlerdendir. Lorazepam (Ativan) ve alprazolam (Xanax) ülkemizde bilinen preparatlarıdır.

Klonazepam, flunitrazepam, klotiazepam ve medazepam orta etkilidir. Klonazepam (Rivotril), flunitrazepam (Rohypnol), medazepam (Trankobuskas) ülkemizde bilinen preparatlarıdır.

Diazepam, klorazepat dipotasyum, klordiazepoksit, prazepam, flurazepam gibi moleküllerden ülkemizde diazepam (Diazem), klorazepat dipotasyum (Tranxilene), klordiazepoksit (Klipaks) en çok bilinenleridir.

Benzodiazepinlerin anksiyolitik etkileri oldukça güçlü olup kaygı, inhibisyon ve kaçınma davranışını engellerler. Bağımlılık oluşturma potansiyelleri nedeniyle kontrollü kullanılmalı, zaman zaman tedaviye ara verilmeli, uzun süreli kullanımda aniden kesilmemeli, doz kademeli olarak düşürülerek kesilmelidir.

Benzodiazepinlerin hipnotik etkilerinden uyku bozukluğu tedavisinde yararlanılır. Total uyku süresini arttırırlar, uykuya dalma süresini kısaltırlar ve gece uyanmalarını azaltırlar. Uyku ilaçları bir aydan fazla kullanılmamalıdır. Tolerans ve bağımlılık yapabilirler.

Benzodiazepinler alkol bağımlılığı tedavisi, eksitasyonların bastırılması, psikosomatik bozukluklar, epilepsi nöbetlerinin durdurulması ve obsesyonların giderilmesinde de kullanılırlar.

Alkolle alınmaları uygun değildir. Araç ve iş makinesi kullanmak benzodiazepin alındığında tehlikelidir. Kas içine enjeksiyonlar yavaş ve düzensiz emilim nedeniyle fazla tercih edilmez.

Kesilme belirtileri özellikle kısa etkililerde görülür. İlaç ani bırakıldığında anksiyete artabilir. Uykusuzluk, bilinç sislenmesi, kasılma nöbetleri, ellerde titreme, halüsinasyonlar, çarpıntı, terleme, kusma görülebilir.

Antihistaminikler:

Difenhidramin, hidroksizin hidroklorür (Atarax), prometazin, siproheptadin (Prakten) gibi H1 reseptör antagonisti olan birinci nesil antihistaminik ilaçlar psikiyatrik hastalıkların tedavisinde kullanılabilmektedir.

Hidroksizin hidroklorür kaygı gidericidir.

Siproheptadin anoreksi tedavisinde ve SSRI ilaçlarla inhibe olan kadın ve erkek orgazmının tedavisinde kullanılır.

Birinci nesil antihistaminik ilaçlar sedasyon yaparlar.

Beta Blokerler:

Adrenerjik reseptör aktivitesini inhibe edip azaltarak işlev görürler. Psikiyatride performans anksiyetesinin giderilmesinde, lityuma bağlı tremor tedavisinde, nöroleptiklerle oluşan akatizide ve agresif davranışın kontrolünde kullanılırlar.

Anksiyolitik olarak en fazla propranolol kullanılır. Sosyal fobi tedavisinde oldukça etkilidir. Lityumla oluşan tremorda titremeyi kesebilir.

Pindolol ise antidepresan tedaviyi güçlendirmede tercih edilen bir beta blokerdir.

Buspiron:

Sedatif, hipnotik, kas gevşetici ve antikonvülzan etkileri olmayan, bağımlılık yapmayan, anksiyete tedavisi için geliştirilmiş azapiron sınıfı ilaçtır.

Kızgınlık, hostilite ve anksiyetenin psişik belirtilerinin giderilmesinde oldukça etkilidir. İlacın etkisi ortalama 2-4 haftada ortaya çıkar.

Major depresyon ve OKB’de antidepresan ilaç etkisini güçlendirmek için kullanılabilir.

Bunların dışında pregabalin, zolpidem, zopiklon (İmovan) gibi anksiyeteyi giderici ve uyku sağlayıcı ilaçlarda psikiyatride kullanılmaktadır.

Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi, Psikiyatri Uzmanı ve Psikoterapist Emine Filiz Uluhan.