Yeşilbahçe Mah. Portakal Çiçeği Cad. 1460 Sok. Turunç Plaza K:3 D:24 ANTALYA 0242 311 44 33 email

Anoreksiya Nervoza Nedir

Anoreksiya Nervoza ergenlik döneminde başlayan, bireyin kilo alma korkusu ve beden algısında bozulma ile karakterize ciddi bir yeme bozukluğudur. Kilo alma korkusu nedeniyle yemek yemeyi reddettiği, vücut ağırlığını ve görünümünü çarpık algıladığı bir durumdur.

Fiziksel, psikolojik ve sosyal açıdan önemli sorunlar yaratır. Anoreksiya nevroza sadece zayıflama isteği değildir, psikiyatrik bir hastalıktır. Derin psikolojik sorunların dışa vurumudur. Erken müdahale edilmezse ciddi sonuçlara neden olabilir.

Anoreksiya Nervozanın Temel Özellikleri :

Bu hastalıktan muzdarip olan bireylerdeki en temel özellik “kilo alma korkusudur.” Normalden çok daha düşük kiloya sahiptir. Gerçek dışı bir beden algısı (zayıf olduğu halde kendini şişman görmek) mevcuttur. Yemek yemeyi reddeder ya da aşırı sınırlama getirir. Örneğin, hayati tehlikeye neden olabilecek şekilde sağlıksız uygulanan diyetlere başvurur. Kilo almayla ilgili takıntılı düşünceler geliştirir. Yoğun egzersizlere başvurur ya da kusma gibi telafi edici davranışlarda bulunur. Bazı bireyler, yoğun tempolu egzersizler yapmak yerine detoks çayları kullanır. Hastalığın ilk evresinde birey tükettiği besinleri sınırlandırır. Fakat hastalığın ilerleyen evresinde, yok denecek kadar az şekilde yiyecek ve içecek tüketir.

Anoreksiya Nervozanın Nedenleri:

Anoreksiya nervoza’nın tam olarak nedeni bilinmemekle birlikte genetik, ailevi- sosyal etkenler ve psikolojik etkenler olmak üzere birçok durumdan kaynaklanabilir. Ailede yeme bozukluğu öyküsünün bulunması bu hastalığın gelişmesinde önemli bir etkendir. Beyin kimyasında meydana gelen değişiklikler bireyin iştah durumunu etkileyebilir. Bu nedenle genetik faktörler bu hastalığın gelişme riskini artırabilir. Duygusal bir problem yaşanması ya da fiziksel istismar gibi travmatik durumlar olması bazı bireylerin yeme bozukluğu geliştirmesine neden olabilir.

Günümüzde güzellik algısının ön planda tutulmasıyla birlikte bireyler özellikle de gençler, gerçekçi olmayan vücut standartlarına ulaşabilmek için çok çaba gösterir. Bu durum yeme bozukluğu gelişmesine zemin hazırlar. Ayrıca, sosyal medyada görsel olarak zayıf görünmenin popülariteyi, güzelliği ve başarıyı artırdığı düşünülerek bireyin anoreksiya geliştirmesine yol açmaktadır.

Çocukluk ve ergenlik döneminde fiziksel görünümü nedeniyle akran baskısına maruz kalma sonucunda anoreksiya gelişebilir. Bunun yanı sıra, bireyin duygusal zayıflığı yeme bozukluğu gelişme ihtimalini artırabilir. Bireyin öz değerinin olmaması, öz saygısının azalması sonucunda meydana gelen kaygı durumu anoreksiyaya neden olabilir. Depresyon, anksiyete ve obsesif kompulsif bozukluk gibi psikolojik rahatsızlıklar yeme bozukluğuna yol açabilir.

Anoreksiya belirtileri; fiziksel belirtiler, davranışsal ve psikolojik belirtiler ve ileri düzeyde gözlemlenebilecek belirtiler olmak üzere sınıflandırılır.

Fiziksel Belirtiler : Hayati tehlikeye neden olabilecek bir şekilde kilo kaybı, baş dönmesi- bayılma, yorgunluk- halsizlik, adet düzensizliği veya tamamen kesilmesi (amenore), saç dökülmesi veya saçlarda incelme, ciltte kuruluk-solukluk, tırnaklarda kırılganlık, kabızlık-mide sorunları, soğuk hissetme (vücut ısısının düşmesi),ellerde ve ayaklarda morarma ve kas zayıflığıdır.

Davranışsal ve Psikolojik Belirtiler: Yiyeceklere ya da diyete karşı takıntılı bir şekilde ilgi duymak, yemek yeme konusunda aşırı kontrol, sık sık tartılma, kalori, yağ oranı ya da porsiyon takıntısı, aşırı egzersiz yapmak, gerçekçi olmayan vücut algısı, aynada sürekli kendini inceleme ve kendini şişman hissetmek, sosyal ortamlarda yemek yemekten kaçınmak, yemekleri saklama, parçalama ya da tabakta oynama, depresyon, anksiyete ve sinirliliktir.

İleri Düzeyde Gözlemlenebilecek Belirtiler : Düşük tansiyon, yavaş kalp atımı, kemik yoğunluğunun azalması (osteoporoz riski),organ hasarı (özellikle kalp ya da böbrek) ve hayati tehlike taşıyan beslenme eksiklikleridir.

Anoreksiya Nervoza Tedavisi: Anoreksiya hastalığının şiddet düzeyine göre tedavi uygulanır. Tedavi planı hem fiziksel sağlığın geri kazanılmasını hem de psikolojik etkenlerin ele alınmasını amaçlayan çok yönlü bir süreci içerir. Tedavideki ilk hedef hayati riskleri ortadan kaldırmaktır. Hekimin gerekli gördüğü vakalarda hastaneye yatış istenerek tıbbi destek sağlanır. Hastalığın seyrine göre diğer tıbbi dallarla birlikte ortak bir tedavi süreci uygulanabilir. Tedaviyi multidisipliner bir ekip yürütür. Psikiyatrist, psikolog, diyetisyen ve gerektiğinde dahiliye uzmanları birlikte çalışır. Öncelikle hayati bir risk varsa hedef kiloyu stabilize etmek ve organ hasarı varsa onu önleme esas alınır.

Beslenme tedavisinde, bir diyetisyen eşliğinde kişiye özel beslenme planı hazırlanır. Normal yeme düzeni kazandırmayı amaçlar. Yavaş ama sürdürülebilir kilo alımı hedeflenir.

İlaç tedavisinde, anoreksiya için kullanılan özel bir ilaç yoktur. Ancak hekimin gerekli gördüğü vakalarda depresyon, anksiyete ve obsesif kompulsif bozukluk gibi eşlik eden psikolojik durumlar varsa kullanılabilir. İlaç tedavisi, psikoterapiyi destekleyici bir araçtır.

Psikoterapi yöntemlerinden bilişsel davranışçı terapi (BDT) sık kullanılır. Kilo alma korkusu, düşük özsaygı, vücut algı bozukluğu ve yeme davranışları üzerinde çalışılır. Özellikle ergenlerle aile terapisi yapılarak, ebeveynlerin tedaviye aktif bir şekilde katılımı sağlanır. Bireysel psikoterapiyle altta yatan travmalar, öz-değer sorunları ve mükemmeliyetçilik gibi kişilik özellikleriyle çalışılır.

Tedavi sürecinde Bilinmesi Gerekenler :

Erken tanı ve uygun tedavi ile anoreksiya nervoza tamamen iyileşir. Birey başlangıçta tedaviye direnç gösterebilir. İyileşme zaman alabilir, dalgalanmalar olabilir. Destekleyici bir çevre ve yakın takibimin olması bu hastalığın tedavisinde önemlidir. İyileşmenin sadece kilo almak değil; bedenle barışmak, duygularla başa çıkabilmek ve özgüveni yeniden kazanmak olduğu kişiye tedavi sürecinde öğretilir.

Psikolog Funda Buharalı.

Antalya Psikiyatri, Psikoterapi Antalya.