Depresyon Tedavisinde Farklı Yöntemler

Depresyon tedavisinde kullanılan temel yöntemler ilaç tedavisi ve psikoterapidir. Bunlar tek başlarına kullanılabildikleri gibi bazı depresyon vakalarında antidepresan tedavi ile psikoterapi birlikte uygulanır.

Depresyon tedavisi ile ilgili ayrıntılı yazılarımıza (www.antalyapsikiyatri.com), (www.antalyapsikiyatrist.com) ve (www.psikoterapi.pro) web sitelerimizde yer alan psikiyatrik hastalıklar bölümlerinden ulaşabilirsiniz.

Antalya psikiyatri ve psikoterapi merkezi olarak bu yazımızın amacı, depresyon tedavisinde ilaç ve psikoterapi haricinde kullanılan yöntemler hakkında sizleri bilgilendirmektir. Depresyonda diğer biyolojik tedaviler olarak geçen bu tedavi yöntemleri arasında EKT, yineleyici transkraniyal manyetik uyarım, vagal sinir uyarımı, derin beyin uyarımı, uyku yoksunluğu gibi farklı metodlar bulunur.

Elektro Konvülsif Terapi (EKT):

1938 yılında Cerletti ve Binni tarafından bulunan elektro konvülsif terapi (EKT) yöntemi, yaklaşık 70 yıldır depresyon, mani ve şizofreni tedavilerinde kullanılmaktadır. Depresyon tedavisinde endikasyonunda kullanıldığında etkin ve yüz güldürücü bir tedavi biçimi olarak günümüzde de değerini korumaktadır.

Depresyon tedavisinde altın standartlardan biri kabul edilen EKT’nin asıl etkin olduğu depresyon türü majör depresyondur. EKT’nin depresyon tedavisinde kullanım ilkesi, iki antidepresan ilacı uygun doz ve sürede kullanıp yarar görmeyen hastalarda lityum ve tiroid hormonu gibi güçlendirme seçeneklerini de denedikten sonra kullanmaktır.

Bazı depresyon olgularında EKT ilk tedavi seçeneği olarak da kullanılabilir. Daha önce EKT’ye olumlu yanıt vermiş ya da diğer tedavilere direnç göstermiş hastalar bu gruptadır. Hasta ya da ailenin ilk seçenek olarak elektro konvülsif terapiyi (EKT) istemesi durumunda da endikasyon vardır. Ailede EKT’ye yanıt öyküsü en önemli endikasyonlardandır.

İntihara meyilli depresyonlu hastalarda hızlı etkisi nedeniyle EKT genellikle ilk tercih olmaktadır. Homisid (öldürme) düşüncesi olan, yemek yemeyi reddeden ve gebe depresif hastalar EKT’ye öncelikli adaydırlar. Sözün kısası tedaviye hızlı yanıt alınması gereken durumlarda EKT en iyi depresyon tedavi yöntemlerinden biridir.

Yapılan psikiyatrik çalışmalarda EKT ile depresyon tedavisinde %80-90 olumlu yanıt alındığı görülmüştür. Bu oran bütün farmakolojik tedavilerden daha yüksektir. Psikotik ve katatonik özellikler taşıyan, psikomotor retardasyonu olan depresif hastalarda tedaviye yanıt daha iyidir. Yaş artıkça da EKT’den fayda gören depresyonlu hasta oranı yükselmektedir.

Kronik depresyonlarda ve depresyona eşlik eden kişilik bozukluğu varlığında EKT’ye alınan yanıt biraz daha kötüdür.

Yakın zamanda kalp krizi geçirmiş olmak, kafa içi basınç artışı, multiple skleroz, SVA gibi nörolojik bir hastalığı olmak, anevrizma veya kanama bozukluğu bulunmak EKT için risk yaratabilir, ancak kesin kontrendikasyon yoktur.

EKT’de kafaya uygulanan elektrodlar ile epileptik nöbet oluşturacak kadar bir enerji verilir. Verilen akım sonrası hastada tonik ve tonik-klonik nöbet ortaya çıkar. Genelde uygulamadan 20-45 dakika sonra hasta uyanık hale gelir.

Depresyon tedavisinde ortalama 6-12 uygulama, haftada 2 kez olmak üzere tercih edilir. Maksimum yanıt alındıktan sonra tedaviye son verilir. Daha fazla EKT yapmanın ekstra bir getirisi olmadığı görülmüştür.

Anterograd amnezi (yeni anıların uzun süreli hafızaya aktarılamaması) ve retrograd amnezi (amnezi başladıktan önceki döneme ait anıları anımsayamama) EKT’de görülen önemli yan etkilerdendir.

Yineleyici Transkraniyal Magnetik Stimulasyon:

Tekrarlayıcı transkraniyal manyetik uyarım, kafatası cildine verilen elektrik akımı ile manyetik alan oluşturarak korteksi uyarmaya dayalı bir işlemdir. Oluşan manyetik alan etkisinin herhangi bir zararı bulunmayıp, ağrıya yol açmaz. Bu işlemin mani ve psikotik alevlenme tedavisinde yatıştırıcı, depresyon tedavisinde ise uyarıcı etki yaptığına dair bilgiler mevcuttur.

Yineleyici transkraniyal manyetik uyarı etkinliğinin EKT’ye eşdeğer olduğunu gösteren psikiyatrik çalışmalar yanında etkinin daha düşük ve geçici olduğunu bildiren yayınlar da vardır. Genelde 10-120 gün süre ile uyarı yapılması önerilmektedir.

Bu uygulamada nöbet geçirilmemesi, anesteziye ihtiyaç duyulmaması, bilişsel bozukluklara yol açma ihtimalinin düşüklüğü gibi EKT’ye göre avantajlar bulunur. İnvazif olmaması nedeniyle oldukça güvenilir bir yöntemdir. Uzun dönemdeki etkileri ile ilgili araştırmalar devam etmektedir.

Tedaviye dirençli ya da ağır depresyonlarda orta derecede etkinliğe sahiptir. Depresif etkilerin düzelmesi için en az 2 haftalık süre gerekir.

Vagal Sinir Uyarımı:

2001 yılından itibaren Avrupa ve ABD’de tedaviye dirençli, kronik ve yineleyici depresyon tedavilerinde onay almış bir tedavi yöntemidir. Dirençli epilepsi tedavisinde de kullanılmaktadır.

Uygulama pacemaker benzeri bir uyarı jeneratörü ile sol vagal siniri uyarmaya dayanır. Vagal sinirin anatomik projeksiyonlarında düzeneği henüz aydınlatılmamış etkilerde bulunur.

Tedaviye dirençli depresyonlarda güçlendirici olarak kullanılması tavsiye edilen vagal sinir uyarımının öksürük, nefes darlığı, ses değişiklikleri, yutma güçlüğü ve boyun ağrısı gibi yan etkileri görülebilmektedir.

Derin Beyin Uyarımı:

Derin beyin uyarımında, özel olarak belirlenmiş beyin alanları içine doğrudan yerleştirilmiş elektrodlar ile elektriksel uyarı verilir. Tedaviye yanıtsız psikiyatrik bozuklukların tedavisinde alternatif bir yöntem olarak denenmektedir.

Uyku Yoksunluk Tedavisi:

Uyku yoksunluk tedavisinde, uykunun bir bölümünün ya da tamamının engellenerek antidepresan etki elde edilmeye çalışılır.

Major depresyonda hasta sık sık uyanmakta, yavaş dalga uyku azalmakta, REM latansı kısalarak REM yoğunluğu artmaktadır. Antidepresan ilaçların da REM uykusunu baskıladığı bilinir. Tedavi prensibi buradan doğmuştur.

Bir gece boyunca hastanın uyumasının engellenmesi, sadece REM uyku dönemlerinin engellenmesi ya da gecenin ikinci yarısındaki uykunun (02 ile sabah 10.00 saatleri arasındaki uyku) engellenmesine dayanan farklı uygulamalar mevcuttur.

Uygulama depresif belirtileri %40-60 oranında azaltabilmektedir. Antidepresanların ve lityumun uyku yoksunluğunu izleyen dönemde kullanılması, bu ilaçların etkinliğini arttırmaktadır. Özetle uyku yoksunluğu tedavisi, antidepresan ilaç tedavisine yanıtı hızlandıran ve güçlendiren bir yöntemdir.

Parlak Gün Işığı Tedavisi:

Kış depresyonu tedavisinde azalan gün ışığını parlak ışık ile telafi etmenin faydaları eskiden beri bilinir.

Mevsimsel affektif bozukluk denen, kış aylarında yineleyici depresyon dönemleri, bahar ve yaz aylarında ise iyileşme dönemleri ile seyreden (halk arasında kış depresyonu olarak bilinir) özel depresyon türünü tedavi etmek amacıyla geliştirilmiş olan bu yöntem, subklinik seyreden kış hüznü belirtilerini iyileştirmede birinci sıra tedavi seçeneğidir.

Hafif depresyonlu hastalarda monoterapi, orta ve ağır majör depresyonlarda ilaç tedavisine yardımcı olarak kullanılabilir.

Ortalama 2 hafta süren parlak gün ışığı tedavisinde sabah saatleri tercih edilir ve 30 dakika-2 saat arasında değişen kürler uygulanır.

Depresyon Tedavisinde Hormon ve Melatonin Kullanımı:

Testosteron, östrojen ve melatonin uygun vakalarda depresyon tedavilerinde kullanılan maddelerdir. Andropozdaki erkeklerde testosteron kullanımı enerji azlığı gibi depresif belirtileri düzeltebilmektedir. Kadınlarda ise progesteronun depresyonu arttırdığı, östrojenin ise antidepresif etki gösterdiği bilinir. Melatonin ise uyku ve depresyonla yakından bağlantılı özel bir moleküldür.

Depresyon Merkezi Antalya, Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi.

Psikiyatri Uzmanı ve Psikoterapist Dr. Emine Filiz Uluhan.