İletişim becerilerinde, yetenek, ilgi çekebilmek, bilgi kadar önemli, hatta birinci derecede etkili faktör dinleme becerisidir.
Karşıdaki insanı etkileme ve başarılı olma yolunda dinlemenin önemi yadsınamaz. Yalnız siz konuşursanız hiçbir şey öğrenemez ve öğretemezsiniz.
Dinlemek, karşı tarafa saygı gösterdiğinizin işaretidir. Başkalarının anlattıklarına ilgi göstermeyip, dinlemediğinizde verdiğiniz mesaj ''sana değer vermiyorum''dur. Karşınızdaki insanın bir yönden üstün tarafları olabileceğini, ondan bir şeyler öğrenebileceğinizi unutmayın. İyi ilişki kurmak etkileyici ve ilgi çekmekten değil, etkilenmiş ve ilgili olmaktan geçer.
Kendine dönük, sürekli kendinden, ilgileri ve bilgilerinden bahseden insanların güçlü ve sağlıklı ilişkiler kuramadıkları bilinen bir gerçektir. İyi bir dinleyici olmak başkalarıyla daha çok bağlantı, daha güçlü ve derin ilişkiyi doğurur. Bunun temelinde herkesin gerçekten dinleyen birine olan ihtiyacı yatar.
Dinlemek, aynı zamanda bilgi sahibi olmayı da arttırır. Her şeyi bilen bir uzman havasında olup, karşı tarafı dinleme becerinizi geliştirmeden bir şey öğrenmek mümkün değildir. En büyük alimler bile her zaman öğrenecekleri bir şeyler olduğunu bilir ve karşıdakini dinler. Düşülen en büyük hatalardan biri özellikle otorite ve mevki kazanan insanların gittikçe daha az dinlemeleridir. Özellikle politikacı ve yüksek bürokrat kesimde hemen tüm gelişmemiş ülkelerde düşülen en büyük yanlışlardan biridir bu. Ne kadar başarılı olursanız olun ve hangi makamda bulunursanız bulunun, kendinizi geliştirme ve öğrenme ihtiyacınızı unutmayın ve kaybetmeyin.
Dinlemek, yeni fikirler edinerek, sorunları çözecek yeni yollar bulmanızın ve kişisel olarak gelişip yükselmenizin de bir aracıdır. Yunanlı filozof Plutarch, “dinlemeyi bilirsen, kötü konuşanlardan bile bir şeyler kaparsın” diyerek antik çağda dahi dinlemenin önemini vurgulamaktadır. Karşınızdakinin fikirleri işe yaramaz, saçma sapan şeyler bile olsa, dinlemek size o saçma fikirlerden yaratıcı düşünceler uyandırma fırsatı yaratabilir.
Aile, iş, arkadaş ortamında dinleme bireyler arası sadakati sağlar ve güçlendirir. Karşıdaki tarafından dinlenmeyen biri, kendini dinlemeye istekli birini bulma ihtiyacına girer. Bu durum evliliklerin çatlamasına, iş ortamında huzursuzluğa, arkadaşlık bağlarının zayıflamasına yol açar. Başkalarını dinleyip, söylediklerine değer verirseniz karşınızdaki kişinin size sadık kalması pekişmektedir.
Yaygın kanının aksine iyi ve etkili bir iletişim, konuşma becerisi ya da ikna edici konuşmadan değil, iyi bir dinleyici olmaktan geçmektedir. Konuştuğunuzun iki katı düşünmek ve karşıdakini dinlemek iyi ilişki kurmanın altın oranıdır.
İyi bir dinleyici olmak için enerjinizi ve dikkatinizi o insanda toplamalısınız. Karşıdakinin beden dilini gözlemek, göz iletişimi kurmak, yüz ifadesindeki değişikliklere dikkat etmek etkili bir iletişim için şarttır. Bakmakla görmek, işitmekle duymak aynı şey değildir. İletişimde temel unsur söyleneni duymaktır.
Geçmişiyle yüzleşmemiş, duygusal travmalarını atlatamamış, halen takıntılarıyla yaşayan bireyler başkalarının söylediklerini belli kalıplar çerçevesinde değerlendirdiklerinden, kendi bakış açılarını başkalarına yansıttıklarından etkili bir dinleyici olmadan önce kendisiyle yüzleşebilmeli, kendi sorunlarını çözmüş olmalıdır. Sürekli kendine dönük yaşamak ve kendinizden başka kimseyle ilgilenmemekte başkalarını dinlemenizi etkiler.
Aslında dinlemediğiniz zaman kendinize, karşınızdakinden daha fazla zarar vermektesiniz. Bu hiçbir zaman unutulmamalıdır.
İyi bir dinleyici olmak için duymayı istemek gerekir. Ama sadece istemek, her konuda olduğu gibi iyi bir dinleyici olmak içinde yetmez. Bu amaçla;
Sarvon® Web Tasarım