Özgül Fobiler

Özel bir nesne ya da durumdan çok korkma ve kaçınma olarak tanımlanabilir. Duyulan aşırı korku her zaman mantıklı bir korku değildir. Örneğin; aslan terbiyecisi örümcekten korkabilir, karlı dağlarda kolaylıkla tırmanan dağcı, asansöre binmekten korkabilir.

Özgül fobisi olanlar, korktukları durumla karşılaşmaya zorlanırsa panik duygusu yaşayabilirler, ancak başka zamanlarda panik atakları olmaz. Özgül fobi tanısı konabilmesi için duyulan korku kişinin gündelik yaşamında, işinde, toplumsal ilişkilerinde belirgin sorunlara yol açmaktadır. Kişi bunun mantıksız olduğunu bilmesine karşın kendini korkmaktan alıkoyamaz.

Sık görülen rahatsızlıklardır. Genellikle ergenlik döneminde ya da erişkinlikte başlarsa da çocukluktan beri süregelenleri de vardır. En sık görülen özgül fobiler şunlardır.

Hayvan Fobileri; Yılan, yarasa, fare, örümcek, arı, köpek ve diğer birtakım hayvanlardan korkma

Akrobofobi (Yükseklik Korkusu); Akrofobisi olanlar yapıların yüksek katlarında olmaktan ya da dağlarda, tepelerde, yüksek köprülerde olmaktan korkarlar. Bu gibi durumlarda baş dönmesi ya da aşağı atlama korkusui yaşayabilirler.

Asansör Fobisi;

Uçak Fobisi; Çok sık görülen bir fobidir. Bu korku, çoğu zaman, uçağın düşeceği korkusu şeklindedir. Uçarken kişide panik atağı ortaya çıkabilir. Bunun dışındaki durumlarda kişide panik atakları yoktur.

Doktor ya da Diş Hekimi Fobisi; Bu korku diş hekiminin ya da doktorun muayene odasında ağrılı birtakım işlemler uygulanacağı korkusuyla başlayabilir.

Kan - Yara Fobisi; Kişi kan gördüğünde, iğne yapıldığında duyduğu acıdan ötürü bayılabilir.

Doğal Çevre Fobileri; Bu başlık, sudan, ateşten ya da kasırga, deprem gibi doğa olaylarından korkmayı kapsar.

Durumsal Fobiler; Uçak ve asansör korkularının yanı sıra kişinin kendini kapana kısılmış gibi duyumsadığı herhangi bir duruma tepki olarak da özgül fobi gelişebilir. Toplum ulaşım araçları, tüneller, köprüler, anayollar, sinema ve tiyatrolar sayılabilir. Burada kişi yalnızca özel bir durumdan korkmaktadır, ancak kendiliğinden ortaya çıkan panik atakları olmamaktadır.

Hastalık Fobisi; Burada bir kalp hastalığı ya da kanser gibi belirli bir hastalığı yakalanmaktan korkulmaktadır. Hastalık fobisi, tıpta hipokondriazis olarak adlandırılan hastalık hastalığından değişik bir durumdur. Çünkü hastalık hastalığında, belirli bir hastalığa yakalanmaktan çok, belirli hastalıkları olduğuna ilişkin sarsılmaz bir inanç vardır.

Özgül fobiler genellikle çocukluk döneminden gelen korkulardır. Kaza geçirme, doğa olayıyla karşılaşma, hastalığa yakalanma gibi örseleyici bir olaydan sonra da bir koşullanma sonucu gelişebilirler. Koşullanma demek, kişide sıkıntı yaratan özel bir durumla kaygılanma arasında bilinçdışı bir ilişki kurmak demektir. Dolayısıyla söz konusu durumla daha sonra karşılaşma, kendiliğinden ortaya çıkan bir kaygılanma tepkisi doğurur. Fobilerin diğer bir nedeni de örnek almadır. Çocuğun ana babasının özgül bir fobisinin olduğunu sürekli gözlemlemesi, çocukta da benzer bir fobinin ortaya çıkmasına yol açabilir.

Özgül fobilerin tedavisi diğer kaygı bozukluklarından genellikle daha kolaydır. Çünkü özgül fobisi olanlarda kendiliğinden ortaya çıkan panik atakları olmaz. Çoğu kez ilaç verilmeden ve oldukça kısa bir süre içinde tedavi edilebilirler. Aşamalı karşı karşıya gelme, gevşeme ve nefes egzersizleri ile bilişsel-davranışçı tedavi yöntem uygulanır.. Korkulan şeyle ilgili olarak ne denli çok tasalanır ve ne denli yoğun bir beklenti kaygısı içinde olursanız, duyduğunuz bu korku ile o denli çarpıtılmış içsel konuşmalar yaparsınız. Olumsuz içsel konuşmalar ve olumsuz imgeler korkuların sürmesine neden olur.

Korkulan bir nesne ya da durumla karşılaşıldığında, üç ya da dört dakika süreyle, düzenli bir karından soluk alıp verme uygulaması, hafif ya da orta derecede kaygıyı genellikle yatıştırır. Duyulan kaygı panik düzeyine gelse bile, karından soluk alıp verme, duyulan panik duygusunun azalmasına yardımcı olur. Ayrıca, baş etme deyişlerini kullanmak da genellikle yararlı olur. Bunlar korkulan bir nesne ya da durumla karşılaşmadan hemen önce kendi kendinize söyleyebileceğiniz olumlu deyişlerdir. Bu olumlu deyişler zihninizi olumlu bir çerçeveye oturtmanızı da sağlar. Gevşemenize yardımcı olacağı gibi, kendinize olana güveninizi sürdürmenize yardımcı olacaktır. En iyisi, bu baş etme deyişlerini küçük kartlara yazıp yanınızda taşımaktır.

Bir fobiyi yenmenin en etkili yolu onunla yüzleşmek, karşı karşıya gelmektir. Sizi korkutan bir durumdan kaçınmayı sürdürmek fobinizin sürmesinin başlıca nedeni olacaktır. Başlangıçta yıllardır kaçındığınız özel bir durumla karşı karşıya gelmek olanaksız gibi görünebilir. Yapılacak bu işi bölüp adım adım ilerleyerek bunun üstesinden gelebilirsiniz. Belirli bir duruma birden girmek yerine aşamalı olarak girebilirsiniz. Ayrıca söz konusu durumla gerçek yaşamda doğrudan karşılaşmak yerine önce imgesiyle karşılaşabilirsiniz. İmgesel duyarsızlaşmanın önemi buradan gelmektedir.

Fobik durumunuzla karşılaştığınızda büyük bir olasılıkla yüksek düzeyde bir kaygı ya da panik yaşamışsınızdır. Kaygı düzeyiniz yeterince yüksek olmuşsa, belirli bir durumda bulunmakla, çok kaygılı olmak arasında güçlü bir ilişki kurmuşsunuzdur. Daha sonra söz konusu durumun içinde, yakınında olmak, hatta yalnızca bu durumu düşünmek doğrudan kaygılanmanıza neden olur. Dolayısıyla belirli bir durumla , yoğun bir kaygı duyma arasında güçlü bir bağ kurulmuş olur. Kurulan bu bağ, kendiliğinden kurulmuş bir bağ olduğu için ve sizin denetiminiz dışındaymış gibi göründüğü için söz konusu durumdan kaçmak için elinizden geleni yaparsınız.

Duyarsızlaşma, kaygı ile özel bir durum arasında kurulan ilişkiyi artık kurmamayı öğrenme sürecidir. Duyarsızlaşmanın olabilmesi için, gevşemiş bir durumdayken fobik durumunuza girmeniz gerekir. İmgesel duyarsızlaştırmada, gevşemiş bir durumdayken, fobik bir durumda olduğunuzu görselleştirebilirsiniz. Kaygı duymaya başlarsanız, imgesel fobik durumdan geriye çekilir, bunun yerine kendinizi çok dingin bir ortamda imgelersiniz.

Gerçek yaşam duyarsızlaşmasında, fobik bir durumla doğrudan karşılaşırsınız, ancak kaygı düzeyiniz belirli bir düzeye gelince daha güvenli bir ortama geriye çekilirsiniz, daha sonra o duruma yeniden dönersiniz. Her iki durumda da amaç fobik birdurumla, kaygı tepkisi gösterme arasında kurduğunuz bağı kırmak ve söz konusu durumla dinginlik duyguları arasında yeni bir görselleştirmeyi ardı ardına yapmak, en sonunda kaygı tepkisi gösterme eğiliminizi ortadan kaldırmaya yarayacaktır. Bir şeye karşı gevşeme konusunda kendinizi eğitirseniz artık ona karşı kaygılanmaz olursunuz. Gevşeme ve kaygı birbirlerine karşıt tepkilerdir, dolayısıyla duyarsızlaşmanın amacı fobik durumda kalmayı öğrenmek ve aynı zamanda gevşemiş olarak kalabilmektir.

Gerçek yaşamda duyarsızlaşma, fobiler için en etkin tedavi yöntemidir. İmgesel duyarsızlaşma bir ön koşuldur, ancak gerçek yaşamda kaçınılan durumlarla gerçek yaşamda yüzleşmek tedavinin temelidir. Korkuyu yenmenin başlıca yolu onunla yüzleşmektir. Gerçek yaşamda karşı karşıya gelmekten elde edilen ilerleme, haftalar ya da aylar alabilir. Gerçek yaşamda fobik duruma karşı tam duyarsızlaşınca, artık korkularınız kalmamış olacaktır.

Bu denli etkin olmasına karşın uygulaması o denli kolay ve rahat bir işlem değildir. Herkes fobik durumlarla yüzleşmenin verdiği rahatsızlığa katlanmaya istekli olmaz ya da bu alıştırmayı düzenli olarak yapmak istemez. Karşı karşıya gelme tedavisi kişinin bu tedaviye katılmaya çok istekli olmasını gerektirir. Bu tedaviye çok istekli olmak demek,

  1. fobik durumla yüzleşmeyi göze almak demektir,
  2. fobik duruma girerken başlangıçta ortaya çıkacak rahatsızlığa katlanabilmek demektir.
  3. karşı karşıya gelmeyi, zaman zaman olası başarısızlıklar olsa da, düzenli olarak deneme konusunda kararlı olmak demektir. Bütün bunları yapmaya istekli ve hazır iseniz iyileşme olasılığınız çok yüksektir.