Yeşilbahçe Mah. Portakal Çiçeği Cad. 1460 Sok. Turunç Plaza K:3 D:24 ANTALYA 0242 311 44 33 email

Travmatik Olayların Yıldönümü Etkisi

Bir sabah uyandınız ve kendinizi her zamankinden biraz daha gergin, huzursuz ve daha stresli hissettiğinizi fark ediyorsunuz. Takvime bir bakıyorsunuz ve daha önce yaşadığınız travmatik bir olayın yıldönümü olduğunu hatırladınız.

Bu bir boşanma olabilir, deprem, trafik kazası ya da sevdiğiniz birini kaybettiğiniz sizi derinden etkileyen bir olay olabilir. Travmalar yıllar önce yaşansa bile yıldönümü geldiğinde yaralar hala ilk günkü gibidir. Hayatınızda önemli bir dönüm noktası oluşturan bu olaylar üzerinden belli bir zaman geçmesine rağmen, o tarih geldiğinde ya da öncesinde duygusal, bedensel ve bilişsel bazı tepkiler hissedebilirsiniz. Buna “travmanın yıldönümü tepkisi” denir.

Travma, bireyin kendi kontrolü dışında gelişen stresli, korkutucu ve baş edebilmesi zor olan olaylar sonucunda duygusal ve fiziksel yaralanmadır. Derin ve kalıcı etkiler bırakır. Yaşanan travmatik olaylar kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. Çünkü aynı olay bazıları için az travmatik etki yaratırken, bazıları içinse daha travmatik algılanabilir.

Geçmişte yaşanmış bir travmanın yıldönümünde ya da öncesinde bireyin hissettiği yoğun duygusal, fiziksel ve zihinsel reaksiyonlar psikoloji literatüründe “yıldönümü reaksiyonu” (anniversary reaction) ya da yıldönümü tepkisi olarak adlandırılır. Beyin, travmatik anıyı zamansal işleme yerine yoğun duygusal kodlama ile saklar. Kişi farkında olmadan o anki mevsim, koku, haberler ve tarih gibi detaylar aracılığıyla travmayı hatırlar. Özellikle kayıp, doğal afet, kaza ve şiddet gibi büyük travmalarda sık gözlenir. Bu tür olaylarda kişi bilinçli olarak olayı düşünmese bile o tarihler yaklaştığında otomatik olarak travmayı hatırlayabilir. Bu normal bir süreçtir, çünkü beyin o tarihe ve olaya bağlı ipuçlarını hatırlatıcı olarak saklar.

Travma Yıldönümüne Verilen Yaygın Tepkiler:

Duygusal Tepkiler:

Travmanın yıldönümünde ortaya çıkan duygusal tepkiler, bireyin yaşadığı olayın duygusal izlerini yeniden harekete geçirir. Bu durum doğal süreçtir. Yaşanan bu tepkiler, travmanın yıldönümünde ya da o tarih yaklaşırken farkında olmadan yoğunlaşabilir. Üzüntü ve yas hissedilebilir. Yoğun kaygı, huzursuzluk veya korku görülebilir. Bunun yanı sıra ağlama isteği, duygusal boşluk, içe kapanma ve depresif hisler gelişebilir. Kişi, o günü yeniden yaşıyormuş gibi hissedebilir. Yaşanan olaya ve kendine yönelik öfke duyabilir ve çabuk sinirlenme görülebilir. Küçük olaylara bile aşırı tepki verir. “Benim yüzümden oldu” gibi düşüncelerle suçluluk duyabilir. Özellikle kayıp, kaza veya şiddet olaylarında hayatta kalma suçluluğu yaşayabilir. “Hayat anlamsız, hiçbir şey değişmedi” gibi düşüncelerle umutsuzluk ve çaresizlik hissi görülür. Kontrol duygusunu kaybetme hissi yaşayabilir. Kişi, etrafındakilerin kendisini anlamadığını düşünebilir. Sosyal ilişkilerden uzaklaşma eğilimi gösterebilir. Bazı kişiler duygusal olarak “hissizleştiğini” söyler. Bu durum aşırı duygusal yüklenmeye karşı bir savunma tepkisi olarak ortaya çıkar.

Bedensel Tepkiler:

Travma yıldönümlerinde görülen fizyolojik tepkiler, duygusal gerilimin vücutta yarattığı doğal yansımalardır. Beyin, travmatik olayı hatırladığında sanki o günü yeniden yaşıyormuş gibi “savaş, kaç ya da don” tepkisini yeniden harekete geçirir. Böylece, vücut çeşitli bedensel belirtilerle kendini gösterir. Travmanın yıl dönümünde kalp çarpıntısı ve nefes darlığı görülebilir. Birey, açıklayamadığı bir şekilde kalp atışlarının hızlandığını ve nefesinin kesildiğini hissedebilir. Bunlar vücudun strese karşı verdiği doğal tepkilerdir. Boyun, sırt ve omuz bölgesinde gerginlik hissi ve ağrılar gözlenebilir. Baş ağrısı ve çene sıkma (bruksizm) gibi belirtiler görülebilir. Ayrıca, uyku bozuklukları sık yaşanır. Uykuya dalmada güçlük ya da sık sık uyanma görülebilir. Sindirim sistemiyle ilgili sıkıntılar yaşanabilir. Stres, sindirim sitemini doğrudan etkilediği için mide bulantısı, karın ağrısı, iştahsızlık ve ishal oldukça yaygın gözlenen belirtilerdendir. Yorgunluk ve enerji kaybı görülebilir. Sürekli yorgun hissetme, konsantrasyon bozukluğu ve halsizlik yaşanabilir. Bazıları, travmanın yıldönümünde vücutlarında bir “soğukluk” ya da “katılaşma” hissi tarif eder. Bu durum, travmatik stres karşısında vücudun verdiği donma tepkisinin bir yansımasıdır.

Bilişsel Tepkiler:

Travma yıldönümünde gözlenen bilişsel tepkiler, bireyin düşünce biçimini, algısını ve dikkatini etkileyen zihinsel süreçlerdir. Beyin, travmayı yıldönümünde geçmiş ve şimdi arasında bulanıklaştırabilir. Bu durum, o olayın yeniden yaşanıyormuş gibi hissedilmesine ve düşüncelerde yoğun bir karmaşa haline neden olabilir. Flashbackler sık görülür. Olayı hatırlatan bir görüntü, ses ya da kokuyla sanki yeniden o olay oluyormuş gibi deneyimleyebilir. Bu durum bilinçli bir hatırlatma değildir, tamamen beynin travmatik anıyı istemsizce yeniden canlandırmasıdır. Dikkat ve konsantrasyon güçlüğü görülür. Zihin sık sık olaya ve onunla ilgili düşüncelere kayabilir. Günlük işlere odaklanmakta zorluk, ders ya da iş performansını sürdürmekte güçlük gibi durumlar gelişebilir. Zaman ve gerçeklik algısında bozulmalar yaşanabilir. Bu durum derealizasyon ya da depersonalizasyonla ilişkili olabilir. Olayın neden ve nasıl gerçekleştiğiyle ilgili tekrar tekrar düşünerek anlam arayışında bulunabilir. Birey, yaşadığı travmatik olayı zihninde yeniden kurma eğilimindedir. “Kimseye güvenemem, ben güçsüzüm” gibi olumsuz otomatik düşünceler gelişebilir. Bu düşünceler bireyin kendine ve çevresine olan güven duygusunu zedeleyebilir. Olayın bazı bölümlerini hatırlayamama gibi bellek bozuklukları görülebilir. Travmayı hatırlatan düşünce, yer ya da kişilerden uzak durmak için zihinsel kaçınma geliştirebilir. Ya da tam tersi, olayı zihninde tekrar tekrar analiz etme eğilimi olabilir.

Davranışsal Tepkiler:

Travma yıldönümünde ortaya çıkan davranışsal tepkiler, kişinin duygusal ve bilişsel olarak yaşadığı içsel zorlanmaların dışavurumudur. Bu dönemde bireyin davranışlarında farkında olmadığı değişiklikler gözlenebilir. Genellikle davranışsal tepkiler, travmayı hatırlatan durumlardan kaçınmaya ve yeniden kontrol hissini kazanmaya çalıştığında ortaya çıkar. Anıları tetikleyebilecek konuşmalardan, mekanlardan ve içeriklerden kaçınabilir. Yalnız kalma isteğiyle birlikte çevreden uzaklaşma ve insanlarla iletişim kurmakta zorlanma görülebilir. Bazı kişiler olayı hiç konuşmak istemez, duygularını bastırır. Fakat diğerleri tam tersi, olayı tekrar tekrar anlatma ihtiyacı duyar. Duygusal acıyı bastırabilmek için alkol, sigara, ilaç ya da yiyeceklere aşırı yönelme gözlenebilir. Bu davranışlar bireyi kısa süreli rahatlatsa da uzun vadede olumsuz etkiler.

Anlam Arayışı ve Ruhsal Tepkiler:

Bu anlam arayışı ve ruhsal tepkiler, travmanın sadece psikolojik değil, varoluşsal bir deneyim olduğunu gösterir. Birey yaşadığı travmanın yaşamındaki yerini sorgulaması ve olayı anlamlandırma çabasıyla ilişkilidir. Çünkü yaşadığı travma, hayata karşı ve kendine dair inanç sistemini sarsabilir. O nedenle travmanın yıldönümünde hayata karşı sorgulamaları yeniden tetiklenebilir ve derin bir varoluşsal değerlendirme sürecine girebilir. “ Neden ben?” sorgulamaları başlar. Yaşadığı olayın neden başına geldiğini anlamaya çalışabilir. Bu sorgulamalar bazen öfke, bazen de adaletsizlik duygularıyla birlikte yaşanabilir. Kişi hayatın anlamını ve amacını yeniden değerlendirme yapabilir. Önceliklerini gözden geçirmesine vesile olabilir. “Hayatımda benim için önemli olan ne? Önceliklerim nelerdir?” sorularını kendine sorabilir. Bazı bireyler inanç sisteminde sarsılma yaşarken, bazılarıysa inançlarını daha da güçlendirebilir. Adalet ve kader üzerine düşünceler ortaya çıkabilir. “ Bu yaşadıklarım kader mi?” “Adalet gerçekten yerini bulacak mı?” gibi sorgulamalar görülebilir. Ayrıca, zamanın etkisiyle birlikte bazı kişiler yaşadığı acının ardından yeni bir güç ve farkındalık kazanabilir. Bu da hayata karşı daha empatik ve olgun bir yaşam anlayışı geliştirmesini sağlayabilir.

Travma Yıldönümüyle Baş Etme Yöntemleri:

Travma yıldönümüyle baş edebilmek için kişinin farkındalık geliştirmesi önemlidir. Duygusal regülasyon becerilerinin güçlendirilmesi ve sosyal destek kaynaklarının etkin bir biçimde kullanılması gerekir. Travma yıldönümü tepkisi, kişinin yaşadığı travmayı hatırlamasıyla ortaya çıkan doğal bir süreçtir. Şiddetli ve uzun süreli devam eden yıldönümü tepkilerinde psikolojik destek alınması gerekir. Psikoeğitim bireyin yaşadığı belirtileri anlamlandırabilmesine yardımcı olur. Bilişsel davranışçı terapiyle otomatik olumsuz düşüncelerin fark edilmesi ve yeniden değerlendirilmesi sağlanır. Kaçınma davranışlarının azaltılması üzerine çalışılır. EMDR terapisi, yıldönümlerinde artan travmatik yeniden yaşantılama belirtilerinin azaltılmasında oldukça etkilidir. Sosyal destek ve terapi müdahaleleri bireyin iyileşme sürecinde büyük önem taşır. Ayrıca, hekimin gerekli gördüğü vakalarda terapiye ek olarak ilaç desteği de eklenebilir.

1. Psikoeğitim : Travmanın yıldönümünde bireyin yaşadıklarının yıldönümü tepkisiyle ilişkili olduğunu kavraması ve farkındalık kazanmasıdır. Birey kazanım sağladığı farkındalıkla birlikte yaşanan belirtilerin kişisel bir zayıflık değil, aksine stresin doğal bir tepkisi olduğunu öğrenir.

2. Duygusal İfade ve Anlamlandırma: Travmatik olayların yükünü güvenli bir ortamda ifade edebilmek iyileştirici bir güç sağlar. Örneğin, duyguları yazmak, konuşmak ya da sanatla ifade etmek kişinin acılarını hafifletebilir.

3. Günlük Yaşam Düzeni : Düzenli beslenme, uyku ve fiziksel aktiviteler yıldönümü tepkisinde bireyin dengeyi korumasına yardımcı olur. Nefes çalışmaları, meditasyon, yoga ve sanatsal ifade yöntemleri zihin-beden dengesini yeniden kurmayı destekler.

4. Sosyal Destek : Travmayı hatırlatan dönemde yakın çevre ile iletişimde olmak duygusal dayanıklılığı artırır.

Psikolog Funda Buharalı. Antalya Psikiyatri Merkezi. Psikoterapi Antalya.