Çocuğun Yalan Söylemesi

Çocuklar neden yalan söyler, yalan söyleyen çocuğa nasıl davranılmalı soruları çocuk psikiyatrisinde sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Yalan, kelime anlamı olarak, yanlış olduğu bilinmesine rağmen, karşı tarafı yanıltma amacıyla yapılan davranış ya da sözlerdir.

Yalan, tüm dinler tarafından günah kabul edilen, ahlaki çerçevede olmaması gerektiğine inanılan bir eylemdir. Yalan söylemenin yanlış olduğu çocukluğumuzda öğretilen ilk kurallardandır. Hiç kimse ben yalan söylerim, yalanı severim, yalan iyi bir şeydir demez. Ancak yalan söylemeyenimiz de hemen hemen hiç yoktur. Beyaz yalan, masum yalan adı altında, söyledim ama,…...’ dan dolayı diyerek geçerli, iyi niyetli nedenler sıralarız. Beyaz yalanlar çıkar amacı gütmeyip, karşı tarafın iyiliğini amaçlayarak söylenir, etik ahlak açısından tartışmaya açık, standartize edilmiş bir konu değildir. Bu yazımızın amacı da yalanın felsefi yönlerine girmek değil, çocuklardaki yalan alışkanlığını incelemek, çocuğun yalan söyleme nedenlerini ortaya koymak, yalan söyleyen çocuğa ebeveyn olarak nasıl davranmalıyız sorusuna cevap aramaktır.

Yalanın kelime anlamı olarak, yanlış olduğu bilinmesine rağmen, bilinçli olarak karşı tarafı yanıltma ve çıkar sağlama amacı gütmesi gerektiğini belirtmiştik. Bundan dolayı psikiyatri ve çocuk psikiyatrisinde, 7 yaşına kadar çocuğun yalan söylemesinden bahsedemeyiz.

3 yaş öncesinde çocuklar düşüncelerinin kişisel olduğu bilincinde değildirler. Bundan dolayı hiçbir şekilde çocuk ve yalan ilişkisi kurulamaz.

3-4 yaşlarında olağanüstü bir hayal gücü, yeni bilgi ve beceriler kazanma ve bunları test etme isteği çocuğun psikolojik ve fiziksel gelişiminde yer alır. Masal dünyasında yaşayan çocuk çok farklı hikâyeler anlatabilir, suçu başkalarına atabilir. Salçalı makarnasını halıya sıvayan çocuk, bunun odaya giren peri tarafından yapıldığını söyleyebilir. Gerçeklik duygusu henüz oluşmadığından, abartılı söylemler, hayallerle ilgili ifadelerin gerçek gibi anlatılması tamamen normaldir.

5 yaşından itibaren gerçek ile yalan arasındaki fark çocuk tarafından kavranmaya başlanır. Fakat anne babayı memnun etme isteği, onların sevgisini kaybetmeme arzusu çok yoğun olup, anne babanın üzüleceği ya da kızabileceği durumlarda gerçeği çarpıtma yoluna gidebilirler ki, bu da gayet doğaldır.

7 yaşından itibaren soyutlama yeteneği gelişir, 8-9 yaşlarında gerçek ile yalan arasındaki fark tam olarak kavranır, 10-11 yaşlarında ise doğru ile yanlışı kendi bilişsel becerisi ile ayırır hale gelir.

Yalan söyleme 11 yaşın üzerinde devam ediyorsa uyum ve davranış bozukluğu olarak kabul edilebilir. Burada da öncelikle yalanın sadece anne babaya mı, genel olarak mı söylendiğine dikkat edilmelidir. Anne babanın çocuk yetiştirmedeki yanlışlıkları ve çocuğa verdikleri tepkiler burada ana unsur olabilir.

Çocukların yalan söylemelerinin altında şunlar yatabilir.

  1. Anne babanın yalan söylemesi, aile çevresinde yalana sık başvurulması. Çocuklar çok iyi bir taklitçidir, öncelikle sizi model ve örnek alacaklardır. Hastane ziyaretine gidiyoruz diyerek çocuğu evde bırakıp alışverişe gitmeniz, o gece komşulardan gelen misafir olma isteğini bu gece dışarıda yemeğimiz var yalanıyla kabul etmemeniz gibi pek çok yalanınız çocuk tarafından rol model alınacak, yalana başvurmasının yolunu açacaktır.
  2. Çocuk ilgi çekmek, sevginizi almak için yalana başvurabilir. Başı ağrımadığı halde başını tutan, karnı ağrımadığı halde sık sık karın ağrısı yalanına başvuran çocuğunuzla yakın iletişimde bulunup, onun sevgi ve ilgi ihtiyacını karşıladığınızdan emin misiniz?
  3. Çocuk ebeveynleri tarafından aşağılanarak ya da ceza ile terbiye edilmeye çalışılıyorsa yalan söyleyebilir. Okul başarısızlığının bağışlanmadığı, en küçük bir hatasında haddini ve amacını aşan cezalara uğrayan çocuk, parasını kaybettiğinde çalındığını söyleyebilir, kırık notlarını eve getirmemek için babasının imzasını taklit ederek okula geri götürebilir.
  4. Gerçekleşmeyen hayal ve arzular çocuğu yalana sevk edebilir. Kendi yatak odası olmayan çocuk, odasına yeni bir kitaplık alındığını arkadaşlarına ballandıra ballandıra anlatabilir, babasıyla gezme özleminde olan bir çocuk, her tarafta birlikte futbol maçına gittiklerini söyleyebilir.
  5. Arkadaşları etkilemek ve grup içinde etkin bir pozisyona gelmek, grup içinde kabul edilmek için de çocuklar yalana başvurabilir.
  6. Özgüveni ve özsaygısı düşük çocuklar, saldırganlık ya da suçluluk duygusu olan çocuklar yalan söylemeyi alışkanlık haline getirebilir.
  7. Özellikle ergenler yapmayı çok istedikleri, ancak izin verilmeyeceğini bildikleri durumlarda yalan söyleyebilir.
  8. Ergenler yaşam alanlarına çok müdahale edildiklerinde mahremiyetlerini korumak için yalana başvurabilir.
  9. Erken çocukluk dönemlerinde aşırı ödüllendirilen çocuklar, gerçek hayatta (okul döneminde, arkadaşlarıyla olan ilişkilerinde vs.) bunu bulamadıklarında yalan söyleme gereksinimi duyabilirler. Hiç ödüllendirmeme de aynı etkiyi yapar.

Çocuğunuzun yalancı olmasını istemiyorsanız;

  1. Çocukları yalana iten en önemli nedenin erişkinlerin gerçek karşısında takındıkları çelişkili tutum olduğunu unutmayın. Anne baba olarak önce siz açık sözlü ve yalansız bir iletişimde bulunarak, çocuğa doğru rol model olun.
  2. Bir hastalığı önlemek, hastalığı tedavi etmekten her zaman daha kolaydır. Çocuğu yalana itecek durumlara meydan vermemeniz ebeveynlik görevlerinizdendir.
  3. Anne baba olarak söylediklerinizle yaptıklarınızın tutarlı olmasına dikkat edin, çelişkili davranmayın.
  4. Çocuğunuzdan kapasitesi üzerinde şeyler beklemeyin.
  5. Onu kardeşleriyle ve diğer çocuklarla kıyaslamayın.
  6. Aşırı otoriter ve baskıcı olmayın, çocuğu maddi ve manevi olarak tehdit etmeyin.
  7. Çocuğunuzu anne baba arasında taraf olma pozisyonuna getirmeyin.
  8. İstek, kaygı ve sıkıntılarını sizinle rahatça paylaşmasını sağlayın.
  9. Olumlu, dürüst davranışlarını fark edin, bu davranışı pekiştirecek tarzda ödüllendirin.
  10. İlgi ve sevginizi çocuğunuzdan esirgemeyin.
  11. Takdir edilme ve onaylanma çocuk-yetişkin herkes için önemlidir. Onaylanma ihtiyacı çocuğunuzu yalana yöneltiyor olabilir.
  12. Çocuğu yalancı olarak etiketlemeyin. Bu etiketler, olumsuz davranışı teşvik eder, pekiştirir.

Çocuğunuz yalan söylüyorsa yaklaşımınız şu olmalıdır.

  1. Dürüst davranmaktan korkmaması gerektiğini, cezalandırıcı değil yapıcı olduğunuzu ifade ederek, çözüm yolları için karşılıklı konuşun.
  2. Arzudan kaynaklanan bazı yalanlarının tarafınızca anlaşıldığını gösterin, bu arzuları gidermeye çalışın.
  3. Küçük çocuklara gerçek ile uydurma arasındaki farkı anlamaları için yardımcı olun.
  4. Suçluyu saptamaya çalışmak yerine hatalı davranışa ağırlık verin. Hedefiniz çocuğun kişiliği değil davranışı olmalıdır.
  5. Hangi durumlarda yalana başvurduğunu saptayarak sorunu bulun ve çözüm için gerekeni yapın.
  6. Çocukla iletişiminizde nasihatten çok dinlemeye önem verin.
  7. Ebeveyn yaklaşımınızda bir yanlış olabileceğini kabul ederek, doğru yaklaşım konusunda eğitim ve destek alın.
  8. Bazen her şeye rağmen çocuğunuz, gerekçesiz patolojik yalan davranışı gösterebilir. Kişilik bozuklukları psikolojik sorun ve dengesizlikler, dürtü kontrol bozuklukları, dikkat eksikliği ve hiperaktivite gibi hastalıklar patolojik yalan söylemenin altında yatabilir. Gecikmeden alınacak psikiyatrik destek ve tedavi, davranışçı terapiler sorunun çözümüne yardımcı olacaktır.

Antalya psikiyatri ve Antalya psikoterapi merkezi olarak, çocuklarımıza açık sözlü olmayı öğretmek yanında, onları yalana kanmayacak biçimde yetiştirmek için uzman psikiyatrist, psikolog ve pedagog desteğiyle yanınızdayız.

Psikiyatri Antalya, Antalya Psikoterapi Merkezi, Lara/Muratpaşa/ANTALYA 2015.

Psikiyatri uzmanı ve psikoterapist Emine Filiz ULUHAN.