Anoreksiya Nervoza İle İlgili Bilmek İstedikleriniz

Anoreksiya nervoza, genelde iştahsızlık ve fazla kilo kaybı ile seyreden, en çok gençlerde ortaya çıkan, 35 yaştan sonra sıklığı çok azalan psikiyatrik bir bozukluktur.

Anoreksiya nervozanın genel özellikleri:

Hastalık çoğunlukla genç kızlarda görülür. Yemek yeme, tiksinti ya da kilo alıp çirkinleşme korkularıyla özdeşleşmiştir.

Anoreksiya nervozalı bir hasta hiç yemeyebilir, yer gibi yapıp atabilir, lokmaları ağzında dakikalarca tutabilir ya da saatler süren yeme senfonileri geliştirebilir. İştahları azalmış gibi görünse de yedikleriyle kilo alacakları, şişmanlayacakları, büyüyecekleri kaygı ve korkuları vardır.

Bir grup anoreksiya nervozalı hastada hiç yemek yenmediği bir dönemi oburca/tıkınırca yemek yenen bir dönem izler. Bir grup hastada ise tıkınırca yemenin ardından kusarak yenenler çıkarılır.
Yeme çok azalmış olsa da, yemek, bilişsel ve düşsel alanlarda kişinin zihninde önemli yer tutar. Bazı hastalar gerçekten iştahsız olup yemezler, bazıları ise yeme isteklerine rağmen yiyemez, bir kısmı ise yer ve çıkarırlar.

Anoreksiya nervozada temel amaç zayıflamaktır. Kilo kaybı ve açlık dikkat çekicidir.
Anoreksiyalı birçok hasta bitkinlik ve bir deri, bir kemik kalmasına karşın tüm etkinliklere katılmayı isteyecek kadar taşkınlığa sahiptir. Bu durum yadsıma mekanizmasının kullanımına bağlıdır. ''Birşeyleri olmadığını, kendilerini çok iyi hissettiklerini, çok mutlu olduklarını'' söyleyerek çevreye karşı neşeli tavırlar sergilerler. İçinde bulundukları tehlikeyi görmezden gelirler. Bu yadsıma mekanizmasının sonucudur.
Anoreksiyalı hastalar bitkinlik ve kaşektik yapılarına rağmen aşırı hareketli olabilirler. Bu hareketlilik bazen yorgunluk doğuracağına, yorgunluğu giderir. Bu bir bastırma mekanizmasıdır. Yorgunluk, bir etkinlik ya da daha yorucu bir eylemle giderilmeye çalışılır. Aşırı hareketlilik bilinçaltı ruhsal sorunlarla dolaysız bir bağlantı halindedir. Bu sayede açlığa ve bedenin kötü, pis, tiksindirici, çirkin algılanmasına karşı bir blokaj konur.

Yapısal görüşe göre anoreksiyada açlık ve yorgunluk bedensel olarak doğru algılanamaz. Bazı hastalarda ise algılama değil ayrımsayamama söz konusudur.

Anoreksiya nervozalı hastalarda gizleme eğilimleri çok güçlüdür. Birçok bulguyu gizler, soru sormadan açıklama yapmaz, ketum davranırlar. Oburluk nöbetleri, kusma yöntemleri, laksatif kullanımı, menstruasyon durumu ayrı ayrı sorulmalıdır. Bazı hastalarda kleptomani eğilimlerine rastlanabilir. Hastanede yatan hastalar buzdolabından gizli gizli yiyecek alabilirler. Bozulmuş beden imgesi, beden imgesinin kendilikle bütünleşmesindeki güçlükler ve olumsuz kendilik duyguları genelde tabloya hakimdir. Dikkat tümüyle beden kilosuna saplanabilir, kilonun gizli gizli denetimi yapılır. Gizlilik tartılmanın yanında bol elbiseler giyerek zayıflığın görülmesini engellemek şeklinde de ortaya çıkabilir.

Anoreksiyalı hastalarda yıkıcı eğilimler sıktır. Laksatif kullanımı bağımlılığa, zayıflık kaşeksiye gidebilir. Hastalarda kötüleşmiş durumlarına aldırmazlık vardır. Bundan dolayı birçok psikiyatrist ve psikolog anoreksiyayı bir intihar (özkıyım) davranışı olarak görür, taksitle özkıyım olarak tanımlar. Yıkıcı davranışlar bazen anneden dolaylı öç alma ya da çevreyi uyarma amacı taşısa da genelde şahsın kendine ve bedenine yöneliktir. Sık sık kaza yapmaları, okul ve işle ilgili planlarını gerçekleştirmemeleri, alkol ve madde bağımlılıkları yıkıcı eğilimlerin eseridir.

Anoreksiya nervozada bir diğer özellik hastaların beden imgelerini ve bedenleriyle ilgili ölçüleri yanlış algılamalarıdır. Bir deri bir kemik halini görmeyip kalçalarının genişliğinden şikayet eden çok hasta vardır. Bedenlerini ve kilolarını kontrol edemeyecekleri kaygısı önemli bir sorundur. Aşırı zayıflığı algılama yetisi de bozulmuştur. Tüm zayıflıklarına karşın kendilerini şişman gibi algılarlar. Bozuk beden imgesi yalnızca bir algılama ve tasarım bozukluğu değil, aynı zamanda bütünleşme süreçlerinin yetersizliğini de içerir. Kafayla bedeni bütünleştirememe, kendi el ve ayaklarıyla başkasının el ve ayakları arasında ayrım yapmakta zorlanma anoreksiya nervozanın özelliklerindendir.

Anoreksiya nervozanın dinamiğinde, yakın, eş ve arkadaş ayrılmalarının, ilk cinsel deneyimde yaşanan travmaların hastalığı ortaya çıkaran nedenler arasında olduğunu söyleyebiliriz. Hastaların büyük çoğunluğu cinsellik, yakınlık, büyüme ve gelişmeden korkarlar. Zayıflık güzelliğin, ideal beden ölçülerinin bir simgesidir. Zayıf kalarak toplumun beğenisini kazanma arzusu o kadar yoğundur ki toplumsal yaşamdan uzaklaştıklarını fark etmeden zayıflama peşinde koşarlar.

Anoreksiya nervoza epidemiyolojisinde en yüksek ensidansın 15-19 yaşlarındaki kızlarda olduğu saptanmıştır. Model, manken ve balerinler en yüksek riskli gruptur. Tek yumurta ikizlerinde %50'ye varan konkordans oranı genetik yatkınlığı göstermektedir.

Anoreksiya nervoza tedavisi oldukça güç olan psikiyatrik bozukluklardandır. Vakaların %40'ı tam iyileşme gösterirken, %25-30 vaka orta derecede iyileşir ya da hiç iyileşmez. Bunlar da optimum tedavinin uygulandığı vakalardaki oranlardır. Çok iyi bir psikoterapi olmazsa tedavi başarısız kalır.

DSM-4'e göre anoreksiya nervoza kriterlerini özetlersek;

1) Beden ağırlığının kasıtlı olarak normal sayılacak en az kilonun altında olması.
2) Zayıflığa rağmen kilo almaktan ya da şişman olmaktan aşırı korkma.
3) Kişinin beden ağırlığını, beden büyüklüğünü ya da beden biçimini bozuk algılaması.
4) Amenore ya da en az üç ardışık menstrüel siklusun durması.

Anoreksiya nervoza tedavisinde bütüncül psikoterapi yaklaşımıyla sizlerin yanınızdayız. Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezimizden gerekli uzman desteğini alabilirsiniz.

Psikiyatrist ve Psikoterapist Emine Filiz Uluhan, Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi.